top of page

"" için bulunan 118 sonuç

Blog Yazıları (58)

  • Su İçmenin 7 Bilimsel Faydası

    Su içmek fiziksel performansı desteklemeye, kilo vermeye, baş ağrılarını ve kabızlığı önlemeye ve daha fazlasına yardımcı olabilir. İşte bol su içmenin kanıta dayalı 7 sağlık faydası. 1. Enerji Seviyelerini ve Beyin Fonksiyonlarını Önemli Ölçüde Etkiler Çalışmalar, vücut ağırlığının %1-3'ünün kaybı gibi hafif dehidrasyonun bile beyin fonksiyonlarının birçok yönünü bozabileceğini göstermektedir. Genç kadınlar üzerinde yapılan bir çalışmada, araştırmacılar egzersizden sonra %1,4'lük sıvı kaybının hem ruh halini hem de konsantrasyonu bozduğunu ve baş ağrısı sıklığını arttırdığını kanıtlamıştır. Aynı araştırma ekibinin birçok üyesi genç erkekler üzerinde benzer bir çalışma yürüttü. %1,6'lık sıvı kaybının çalışma belleğine zarar verdiğini ve kaygı ve yorgunluk hissini artırdığını buldu. %1-3'lük bir sıvı kaybı, 68 kg ağırlığındaki bir kişi için yaklaşık 0,5-2 kg vücut ağırlığı kaybına eşittir. Bu, egzersiz veya yüksek ısı sırasında bırakın, normal günlük aktiviteler sırasında bile kolayca meydana gelebilir. Çocuklardan yaşlı yetişkinlere kadar çeşitli deneklerle yapılan birçok başka çalışma, hafif dehidratasyonun ruh halini, hafızayı ve beyin performansını bozabileceğini göstermiştir. 2. Baş Ağrılarını Önlemeye ve Tedavi Etmeye Yardımcı Olabilir Susuz kalmak bazı kişilerde baş ağrılarını ve migreni tetikleyebilir Araştırmalar, baş ağrısının, susuzluğun en yaygın semptomlarından biri olduğunu göstermiştir. Dahası, bazı çalışmalar, sık sık baş ağrısı çeken kişilerde su içmenin baş ağrılarını hafifletmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir. 102 erkek üzerinde yapılan bir çalışmada, günde 1,5 litre ek su içmenin, migren semptomları için bir puanlama sistemi olan Migren Spesifik Yaşam Kalitesi ölçeğinde önemli iyileştirmelerle sonuçlandığı bulunmuştur. Ayrıca, daha fazla su içen erkeklerin %47'si baş ağrısında iyileşme bildirirken, kontrol grubundaki erkeklerin yalnızca %25'i bu etkiyi bildirmiştir. Ancak, tüm çalışmalar aynı fikirde değildir ve araştırmacılar, yüksek kaliteli çalışmaların eksikliği nedeniyle, artan hidrasyonun baş ağrısı semptomlarını iyileştirmeye ve baş ağrısı sıklığını azaltmaya nasıl yardımcı olabileceğini doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu sonucuna varmıştır. 3. Kabızlığı Gidermeye Yardımcı Olabilir Kabızlık, seyrek bağırsak hareketleri ve dışkılama zorluğu ile karakterize yaygın bir sorundur. Sıvı alımını artırmak genellikle tedavi protokolünün bir parçası olarak önerilir ve bunu destekleyen bazı kanıtlar vardır. Düşük su tüketimi, hem genç hem de yaşlı bireylerde kabızlık için bir risk faktörü gibi görünmektedir. Sıvı alımını artırmak kabızlığı azaltmaya yardımcı olabilir. Maden suyu, kabızlığı olanlar için özellikle faydalı bir içecek olabilir. Çalışmalar, magnezyum ve sodyum açısından zengin olan maden suyunun kabızlığı olan kişilerde bağırsak hareketi sıklığını ve kıvamını iyileştirdiğini göstermiştir. 4. Böbrek Taşlarının Tedavisine Yardımcı Olabilir Daha önce böbrek taşı geçirmiş kişilerde su alımının tekrarlamayı önlemeye yardımcı olabileceğine dair sınırlı da olsa kanıtlar vardır. Daha fazla sıvı alımı böbreklerden geçen idrar hacmini artırır. Bu, minerallerin konsantrasyonunu seyreltir, böylece kristalleşme ve küme oluşturma olasılıkları daha düşüktür. Su ayrıca taşların ilk oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir, ancak bunu doğrulamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. 5. Alkolün Etkilerini En Aza İndirir Alkol içtikten sonra yaşanan hoş olmayan semptomların hafifletilmesinde su, oldukça etkilidir. Alkol bir diüretiktir, bu nedenle aldığınızdan daha fazla su kaybetmenize neden olur. Akşamdan kalmalığın ana nedeni susuzluk olmasa da, susuzluk, yorgunluk, baş ağrısı ve ağız kuruluğu gibi semptomlara neden olabilir. Akşamdan kalmalığı azaltmanın iyi yolları, içecekler arasında bir bardak su içmek ve yatmadan önce en az bir büyük bardak su içmektir. 6. Kilo Vermeye Yardımcı Olabilir Bol su içmek kilo vermenize yardımcı olabilir. Bunun nedeni suyun tokluk hissini artırabilmesi ve metabolizma hızınızı yükseltebilmesidir. Bazı kanıtlar, su alımını artırmanın metabolizmanızı hafifçe artırarak kilo kaybını destekleyebileceğini ve günlük olarak yaktığınız kalori miktarını artırabileceğini göstermektedir. Fazla kilolu 50 genç kadın üzerinde yapılan 2013 tarihli bir çalışma, 8 hafta boyunca yemeklerden önce günde 3 kez ek 500 ml su içmenin, çalışma öncesi ölçümlerine kıyasla vücut ağırlığında ve vücut yağında önemli azalmalara yol açtığını göstermiştir. Zamanlama da önemlidir. Yemeklerden yarım saat önce su içmek en etkili yöntemdir. Kendinizi daha tok hissetmenizi sağlayarak daha az kalori almanızı sağlayabilir. Bir çalışmada, yemeklerden önce 0,5 litre su içen diyet yapanlar, yemeklerden önce su içmeyen diyet yapanlara göre 12 haftalık bir süre içinde %44 daha fazla kilo verdiler. 7. Fiziksel Performansın Yükselmesine Yardımcı Olur Vücudunuzdaki su miktarının sadece %2'sini kaybetseniz dahi dehidrasyonun fark edilir bir etkisi olabilir. Ancak sporcuların ter yoluyla su ağırlıklarının %6-10'unu kaybetmesi nadir değildir. Bu durum, vücut sıcaklığının değişmesine, motivasyonun azalmasına ve yorgunluğun artmasına yol açarken; egzersizi hem fiziksel hem de zihinsel olarak çok daha zor hale getirir. Kaslarımızın yaklaşık %80'inin su olduğunu düşündüğünüzde tüm bu gerçekler şaşırtıcı gelmeyecektir. Yoğun egzersiz yapıyorsanız ve terleme eğiliminiz varsa, susuz kalmamak performansınızı maksimize etmenize yardımcı olabilir. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27

  • İlkbaharın Getirdikleri: Kedilerde Mevsimsel Değişiklikler

    Mevsimlerin değişmesi, özellikle de kıştan ilkbahara geçilmesi insanlar için heyecan verici olabilir. Sıcaktan soğuğa veya ıslaktan kuruya geçiş, gardıropta değişiklik veya klima veya ısıtıcı kullanımı gibi ayarlamalar gerektirebileceği gibi ruh halimizi, genel tavırlarımızı hatta standart bir günden beklentilerimizi de etkileyebilir. İnsanların mevsimsel değişikliklerin farkında olduğu gibi, kediler ve köpeklerinde de bu değişikliklerin farkındadır ve insanlar gibi onlar da bazı değişiklikler yapmak isteyeceklerdir. Peki mevsim değişikliklerinde kedilerimizdeki hangi değişiklikler normaldir? Hangi değişiklikler endişe yaratmalıdır? Ve hangi değişiklikler gözlem altında tutulmalıdır? A. Davranışsal Değişiklikler Kedilerde, mevsim değişikliklerinin bir sonucu olarak ani davranış değişiklikleri de fark edebilirsiniz. Mevsim geçişinin yaklaştığını gösterebilecek bu tür ani değişiklikler şunlardır: Genellikle sakin bir kedinin aniden sinirlenmesi Normalde tercih etmedikleri yerlerde uzun süre yatması Normalden daha fazla içeride veya dışarıda kalmayı tercih etmek Ani enerji patlamaları veya düşüşleri Tüm kedilerin aynı olmadığını unutmayın. Kedinizin tepkisi, sosyal medyada karşınıza çıkan bir diğer kedinin tepkisinden farklı olabilir. Özetle: Kedi ebeveynleri olarak kedinizi tanımanız önemlidir; davranışlarında neyin normal neyin sıra dışı olduğunu not edin. Bu, kedinizin yıl boyunca bu değişiklikler sırasında neye ihtiyaç duyduğunu belirlemenize yardımcı olabilir. Mevsimsel Duygusal Bozukluk Kış aylarında sıcaklıkların düşmesinin yanı sıra, geceler uzadıkça günler de kısalır. Bu ani günlük değişim insanların ruh sağlığını etkileyebilir ve bu da mevsimsel duygusal bozukluk olarak bilinen bir duruma yol açabilir. İnsanlar için genellikle sonbahar ve kış aylarında görünen mevsimsel duygusal bozukluk kedilerde bahar aylarında  da görülebilmektedir. Kediler, havaların ısınmaya başlaması ile birlikte çimlerde uzanmak, ağaçlara tırmanmak, koşmak ve avlanmak ister. Bunu yapamamaları ise strese neden olabilir. Bu durumda onları kucağımıza alıp veya tasma takıp dışarıya çıkarma girişimimizin ise onu daha büyük bir stresin içine attığını görürüz. Ancak eve döndüğümüzde dışarıda olmayı istemeye devam ettiklerini fark ederiz. Bunun nedeni; artık onlar için ne yazık ki güvenli olmayan sokaklardan kurtardığımız kedilerimizin, sokakları species memory denilen "tür hafızası" ile hatırlamalarıdır. Kedilerde mevsimsel duyusal bozukluk belirtileri genelde aşağıdaki gibidir: Enerji eksikliği ve aşırı yorgunluk Yorgunlukta ani değişiklikler Uzak davranış Gece huzursuzluğu Aşırı sinirlilik Çözüm: İlkbaharın gelişiyle onu, kedi filesi ile güvenli hale getirdiğini balkonunuza çıkarabilir, Kedi oltası, bir ipin ucuna bağlayacağınız eski bir çorap gibi av simülasyonları ile oynatabilirsiniz. 2.İştahta Değişiklik Mevsim geçişlerinde kedinizin yeme alışkanlıklarında da değişiklikler fark edebilirsiniz. Kediler sonbahar ve kış gibi daha soğuk mevsimlerde daha fazla yeme eğilimindedir. Kedinizin yazdan sonbahara geçişte iştahının arttığını veya kıştan ilkbahara geçişte iştahının azaldığını fark edebilirsiniz. Bu onların soğuk havalardan korunmak için yeterli enerji alımı ve yap katmanı oluşturmaları, sıcak havalardan korunmak için ise vücutlarını hafifletmeleri için yaptıkları bir değişikliktir. Dönemsel olarak gerçekleşen bu durumlara direnmesi için yemeğini sınırlamak ya da yemeye zorlamak stres yaşamasına neden olacaktır. Elebette tehlike sınırlarını görebilecek kadar gözlem altında tutunuz ancak ona ve kendisine dair içgüdülerine de güveniniz. Çözüm: Bu süreçte onu doğal içeriklere sahip vitamin ve minerallerle destekleyebilirsiniz. B. Fiziksel Değişiklikler Kediler, mevsim geçişlerinde davranışsal değişikliklerin yanı sıra fiziksel değişiklikler de yaşarlar. Tıpkı vahşi doğadaki kedi ataları gibi, kediler de çok yönlüdür ve çevrelerindeki değişikliklere uyum sağlayabilirler. En dikkat çekeni, kedilerin vücut sıcaklığını korumak için sıcaklığa göre ayarlanan tüylerindeki değişikliklerdir. 1.Tüy Yapısındaki Değişiklikler Kediler kürklerini yılda yaklaşık iki kez değiştirirler. Kediler yeni yapıdaki tüylerine yer açmak için eski tüylerini dökerler, bu değişim mevsim geçişlerinde sıcaklık değişimlerinden kaynaklanır. Yazdan sonbahara geçiş sırasında, soğuk aylarda kendilerine sıcaklık veren kalın tüyler e yer açmak için tüy dökerler. Buna karşılık, bu kalın tüyler, yılın daha sıcak aylarına hazırlık olarak kıştan ilkbahara geçiş sırasında ince yaz tüyleri ne yer açmak için dökülür. Kediler bağımsız varlıklar olduklarından, genellikle tüy dökme işini kendileri hallederler. Ancak kedi ebeveynleri olarak, güzel ve sağlıklı bir tüy için ve yeni tüylerinin büyümesini kolaylaştırmak için tüy dökme süreci boyunca nazikçe fırçalamamız ve yeni tüyleri desteklememiz önerilir. Bu aynı zamanda kediniz için bir bağ kurma aktivitesi olarak da hizmet edebilir ve bundan keyif alabilir! Çözüm: Değişim sürecini desteklemek için koparmayan, hassas fırçalarla nazikçe taramak, Yeni tüylerin yapısını desteklemek için destekleyici doğal ürünler kullanmak 2.Kaşıntılı Cilt ve Kepek Hava yapısındaki değişim ve ortamdaki nem oranındaki değişiklikler ile baharda artan ev temizliği sıklığı ile deterjan maruziyetindeki artış gibi nedenlerle kediniz deri tahrişlerine de maruz kalabilir, bu durum kedinizde rahatsızlık yaratabilir ve hatta kedinizin tüy dökme sürecini etkileyebilir. Çözüm: Bol su içmeye teşvik etmek için evin farklı yerlerinde, günde birkaç defa değiştirilen temiz su bulundurmak. Sağlıklı yağlar ve sağlıklı beslenme ile desteklemek Sormak istediğiniz her soru, yardımcı olabileceğimiz her konu için her zaman olduğu gibi, daima buradayız. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Yumurta Kabuğu

    Evet, yumurta kabuğu. Yumurta kabuğunu tüketmek çok tuhaf görünüyor olabilir ancak sağlık açısından dikkate alınması gereken çok sayıda faydası vardır. Elbette kabuk halinde tüketilemeyeceği oldukça açık. Bu nedenle tıpkı Pitho Spirulina'da yaptığımız gibi, diğer gıdalarla birlikte toz halinde tüketmemiz gerekiyor. Bu yazımızda size yumurta kabuğunun hem sizin hem de hayatınızdaki patili bireyler için yararlarından bahsederken, piyasada satılan yumurta kabuğu tozlarını almak istemeyenler için çok pratik tarifini de veriyor olacağız. Verdiğimiz bilgilerin kaynaklarına sayfa sonunda yer alan listeye tıklayıp ulaşabilirsiniz. Yumurta Kabuğu ve Yumurta Kabuğu Tozu Yumurta Kabuğu Tozunun Besin Değerleri Yumurta kabuğunun kabaca %40'ı kalsiyumdur. Her gramı 381-401 mg kalsiyum sağlar. Yarım yumurta kabuğu, yetişkinlerin 1000 mg olan günlük ihtiyacını karşılamaya yetecek kadar kalsiyum sağlayabilir. İzole edilmiş hücreler üzerinde yapılan bir araştırma, saf kalsiyum karbonatla karşılaştırıldığında yumurta kabuğu tozunun k alsiyum emiliminin %64'e kadar daha fazla olduğunu buldu. Araştırmacılara göre bu etkinin nedeni ise yumurta kabuklarındaki protein yapısı. Yumurta kabukları kalsiyum ve proteinin yanı sıra stronsiyum , florür , magnezyum ve selenyum gibi az miktarda başka mineraller de içerir. Tıpkı kalsiyum gibi bu mineraller de kemik sağlığında rol oynamaktadır. Yapılan çalışmalar yumurta kabuğu tozundaki kalsiyumun daha iyi emilebileceğini göstermektedir. Yumurta kabuğu tozu, kalsiyum karbonat takviyelerinden %64'e kadar daha etkilidir. Yumurta Kabuğu Tozunun İnsanlara Faydaları Yumurta Kabuğu Tozunun Osteoporoz Riskini Azaltması Osteoporoz, zayıf kemikler ve artan kemik kırığı riski ile karakterize bir sağlık durumudur. Yaşlılık, osteoporoz için en güçlü risk faktörlerinden biridir, ancak yetersiz kalsiyum alımı da zamanla kemik kaybına ve osteoporoza katkıda bulunabilir. Günlük beslenmenizde kalsiyum eksikse, takviye almak günlük gereksinimlerinize ulaşmanıza yardımcı olabilir. Yumurta kabuğu tozu hem kolay hem de ucuz bir seçenektir. Osteoporozu olan menopoz sonrası kadınlarda yapılan bir araştırma, yumurta kabuğu tozunun D3 vitamini ve magnezyumla birlikte alınmasının, kemik mineral yoğunluğunu artırarak kemikleri önemli ölçüde güçlendirdiğini buldu. Kalsiyum ve D Vitamini Yumurta kabuğu tozu, osteoporoz riskini azaltmada saflaştırılmış kalsiyum karbonattan daha etkili olabilir. Hollandalı menopoz sonrası kadınlarda yapılan bir araştırma, yumurta kabuğu tozunun, plaseboya kıyasla boyundaki kemik mineral yoğunluğunu arttırdığını buldu. Buna karşılık, saflaştırılmış kalsiyum karbonat bunu fark yaratabilecek ölçüde iyileştirmekte yetersiz kaldı. Yumurta Kabuğu Zarının Eklem Sağlığına Faydası Yumurta kabuğu zarı, yumurta kabuğu ile yumurta akı arasında bulunur. Haşlanmış bir yumurtayı soyduğunuzda kolaylıkla görülebilir. Teknik olarak yumurta kabuğunun bir parçası olmasa da genellikle ona yapışıktır. Evde yumurta kabuğu tozu yaparken zarını çıkarmanıza gerek yoktur. Yumurta kabuğu zarı esas olarak kolajen formundaki proteinden oluşur. Aynı zamanda az miktarda kondroitin sülfat, glukozamin ve diğer besin maddelerini de içerir. Yumurta kabuğu zarındaki bu yararlı bileşiklerin eser miktarlarının sağlığınız üzerinde önemli bir etkisi olması muhtemel değildir. Bununla birlikte, bazı çalışmalar yumurta kabuğu zarı takviyelerinin düzenli olarak alınmasının eklemlerinize fayda sağlayabileceğini göstermektedir. Potansiyel etkililiğini doğrulamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Yumurta kabuğu tozunu günde kaç gram tüketmeliyiz? Günde 2,5 gram yarım silme tatlı kaşığı yumurta kabuğu tozu tüketmeniz yeterlidir. Yumurta Kabuğu Tozu Neyle ve Nasıl Tüketilebilir? Yumurta kabuğu tozunu makarna sosunuza (piştikten sonra), peynirli soslarınıza ekleyebilir yoğurdunuza akrıştırabilirsiniz. Yumurta Kabuğu Tozunun Patili Bireylere Faydaları Kalsiyum bizler için olduğu gibi kediler ve köpekler için de en kritik besinlerden biridir. Kemik sağlığı, kas hareketi ve kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol oynar. Yumurta kabukları, çok fazla ekstra maliyet olmadan kedinizin ve köpeğinizin diyetine daha fazla kalsiyum ve mineral eklemenin kolay bir yoludur. Eğer hayatınızdaki patili birey henüz gençse, senior patili bireylerin ebeveynlerinin aksine, bu faydaları size "taurin"in ya da "antioksidanlar"ın yararları kadar önemli görünmeyebilir. Ancak hem büyüme hem de gelişme dönemind ekemiklere yapılan bu -o dönem için gerekli gibi durmayan- yatırım ileri yaşlar için önemli bir dönüş getirecektir. Köpekler ve Kediler için Yumurta Kabuğu Kediler günde kaç gram yumurta kabuğu tozu tüketmeli? Kedilerin günde 1/4 çay kaşığı yani yaklaşık 1 gram yumurta kabuğu tozu tüketmeleri yeterlidir. Köpekler günde kaç gram yumurta kabuğu tozu tüketmeli? Köpeklerin günde 3/4 çay kaşığı ya da yarım silme tatlı kaşığından kaşığından daha az yani 2 gram kadar yumurta kabuğu tozu tüketmeleri yeterlidir. Yumurta Kabuğu Tozunun Riskleri Doğru şekilde hazırlandığında yumurta kabuğu tozunun güvenli olduğu kabul edilir. Aklınızda bulundurmanız gereken sadece birkaç şey var. Öncelikle, boğazınıza ve yemek borunuza zarar verebileceği için büyük yumurta kabuğu parçalarını yutmaya çalışmayın. Bir sonraki bölümde yumurta kabuğu tozu tarifini vermekteyiz. İkincisi, yumurta kabukları Salmonella enteritidis gibi bakterilerle kirlenmiş olabilir. Gıda zehirlenmesi riskini önlemek için yumurta kabuğunu yemeden önce mutlaka tarifte de belirtteğimiz gibi fırınlayın. Son olarak, doğal kalsiyum takviyeleri kurşun, alüminyum, kadmiyum ve cıva gibi nispeten yüksek miktarlarda toksik metaller içerebilir. Ancak yumurta kabuklarındaki bu toksik elementlerin miktarı, istiridye kabuğu gibi diğer doğal kalsiyum kaynaklarına göre daha düşük olma eğilimindedir ve genellikle endişe verici değildir. Yine de ne yazık ki günümüzde hemen her gıdadaki risklere karşı yapmamız gerektiği gibi hayatınıza güvenilir antioksidanları almayı ve günlük rutinimize dahil etmeyi ihmal etmeyin. Yaralanma veya enfeksiyon riskini önlemek için yumurta kabukları fırınlanmalı ve öğütülmelidir. Evde Yumurta Kabuğu Tozu Yapımı Evde yumurta kabuğu tozu tarifimiz "Tarifler" bölümünde. Ulaşmak için bu cümleye tıklayın. Kaynaklar Besin Değerleri Besin Değerleri 2 Mineral ve Aminoasit Mineral ve Aminoasit 2 Mineral ve Amonasit 3 Mineral ve Aminoasit 4 Mineral ve Aminoasit 5 Mineral ve Aminoasit 6 Mineral ve Aminoasit 7 Osteoporoz Osteoporoz 2 Eklem Sağlığı Eklem Sağlığı 2 Eklem Sağlığı 3 Eklem Sağlığı 4 Riskler Riskler 2 Riskler 3 Riskler 4 Riskler 5

Hepsini Görüntüle

Diğer Sayfalar (47)

  • İletişim | Pitho

    pitho iletişim | pitho adres | pitho telefon | pitho mail | pitho whatsapp İletişim Bilgileri Pitho Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Bahçeşehir Mah. 86041 Sk. No:15A Seyhan/Adana TÜRKİYE MERSIS NO: 0730074598500001 +90 (533) 633 77 90 info @ pitho.net pitho.co Başvuru ve Kayıt bayilik basvurusu pitho partner kayıt giris yap / üye ol Mağazalar İletişim Formu Ad Soyad Email Telefon Mesajınız Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin Aydınlatma Metnini okudum Kullanım koşullarını görüntüle Gönder Teşekkür ederiz!

  • Yumurta Kabuğu Tozu Tarifi

    Vegan Tarifler, Vejetaryen Tarifler Yumurta Kabuğu Tozu Tarifi Yumurta kabukları esas olarak kalsiyum karbonattan (yaklaşık %90) oluşur. Kalsiyum karbonat kemiklerimizi, dişlerimizi ve tırnaklarımızı oluşturan maddeyle aynıdır. Kalsiyum önemli bir mineraldir ve sağlığın birçok temel işlevine katkıda bulunur. Özellikle yaşlandıkça kalsiyum eksikliği kemik yoğunluğu kaybına neden olabilir. Kalsiyumun diğer vitamin ve minerallerle dengeli bir şekilde tüketilmesi önemlidir. Ancak yumurta kabuğu tozunun güzelliği, gıda bazlı olması nedeniyle, vücut tarafından kolaylıkla emilmesidir. Ayrıca süt ürünleri tüketmemesi gereken patili bireyler için de idealdir. Ve elbette evde de kolayca yapılabilmesi, büyük bir diğer avantajıdır. İçindekiler Çiğ Yumurta Kabuğu Bir tencere kaynamış su Bir tava Yumurta kabuklarını ezmek için mutfak robotu, havan ya da kahve değirmeni. Hazırlanışı Yumurtaları kırın ve kabuklarını ayırın. Yumurta kabuklarınızı sterilize etmek için bir tencere suyu ocakta kaynatın. Ocaktan alın ve yumurta kabuklarınızı kaynar suyun içinde 5 dakika kadar bekletin. Yumurta kabuklarını süzün Fırın tepsisine yerleştirip 200 derece civarında 20-25 dk pişirin. Kurutulmuş yumurta kabuklarını kullanmak için toz haline gelinceye kadar ezin veya karıştırın. Yumurta kabuğu tozunuz hazır. Önceki Sonraki Üye Ol Mağaza

  • M'anti Oksidan (Vegan Mantı)

    Vegan Tarifler, Vejetaryen Tarifler M'anti Oksidan (Vegan Mantı) Vejetaryen mantı lezzetli, lezzetli vejetaryen mantı protein ve antioksidan deposu olur mu? Buyrun tarife... İçindekiler Vejetaryen Mantı 📝 Ravioli’nin İçindekiler: 3 adet yumurta 250 gram un (2,5 su bardağı) 1 silme çorba kaşığı Pitho Spirulina 1 tutam tuz 1,5 yemek kaşığı zeytinyağı 📝 İç Harcı’nın İçindekiler: 200 gram ricotta ya da lor peyniri 1 silme çay kaşığı Pitho Spirulina 1 tutam fesleğen Tercihe göre 1 çorba kaşığı çam fıstığı Karabiber Tuz 📝 Sosunun İçindekiler: 1 avuç ceviz içi 2-3 dal taze kekik 2 su bardağı krema 1-1,5 yemek kaşığı toz parmesan Tuz Karabiber Zeytinyağı Hazırlanışı Hamur malzemelerini karıştırın Oklava ile incecik bir katman haline gelene kadar açın İç harcını karıştırın, avuç içinizle ovuşturun ve cevizden biraz küçük toplar hazırlayın Açtığınız hamurun 1 yarısına yumurta beyazını bir fırça ile sürün, bu hamurunuzun üst üste kapattıgınızda birbirini tutmasını sağlayacak en önemli işlemdir İç harcı eşit aralıklar ile hamurunuzun yumurta akı sürdüğünüz kısına yerleştirin, hamurun diğer tarafını üzerine örtün ve kenarlardan iyice bastırın Peynir topları ile hamurun arasında hava kalırsa bir bıcak ile delip içindeki havayı cıkarttıktan sonra eliniz ile iyice yapıstırın Bıçak ile ister kare, ister yuvarlak kesin ve üzerini biraz unlayıp biraz zeytinyağı eklenmiş kaynar suda 3-4 dakika haşlayın Bir tarafta yağsız bir tavaya cevizleri alıp kavurun Zeytinyağı, krema, kekik, parmesan, tuz ve karabiberi ekleyin, sosu biraz yoğunlaşıncaya kadar çektirin ve kenara alın Haşladığınız raviolilerinizi sosun içine atın ve 2-3 dakika daha ateşin üzerine ısıtın. Üzerine toz parmesan serperek servis edebilirsiniz. Afiyet olsun 😋 Önceki Sonraki Üye Ol Mağaza

Hepsini Görüntüle
bottom of page