top of page

58 results found with an empty search

  • Köpeklerde Ağrı Belirtileri

    İnsanlar sözlü iletişime çok fazla güvendikleri için ailelerimizin sözsüz üyelerinin bedenlerinde neler olup bittiğini anlamak bazen zordur. İnsanlar ağrıları olduğunu bunu söyler, bebekleri de ağlayarak bunu belli eder, peki köpeklerin ağrısı olduğu nasıl anlaşılır? Bu sorunun cevapsız kalması, bir patili bireyin hasta, yaşlı ya da yaralı olduğu durumlarda özellikle streslidir. Üstelik köpeklerin genellikle insanlara kıyasla acıya karşı daha yüksek bir toleran sa sahip oldukları düşünülür. Bu bilimsel bir gerçek değil, teoridir ve aslında rahatsızlıklarını doğal bir hayatta kalma içgüdüsü olarak (zayıf olduklarını belli ettiklerinde gruptan atılma ya da saldırıya uğrama ihtimalleri nedeniyle) gizlemeye çalıştıkları teorisi nden daha ağır basıp basmadığı da tartışmalıdır. Peki tüm bu hassasiyetleri, duyarlılıkları, tertemiz içtenlikleri adına ve biraz da bunlara rağmen onlara nasıl yardımcı olabiliriz? Geçtiğimiz günlerde Montreal Üniversitesi 'ndeki araştırmacıların, veteriner hekimler arasında, bir kedinin yaşayabileceği ağrı seviyesini belirlemekte kullanılması adına FGS 'yi (FELINE GRIMACE SCALE) geliştirdiklerinden bahsetmiş ve anlaşılabilir bir dille, tüm detaylarıyla anlatmıştık. Bugün, benzer bir çalışmanın köpekler için olan versiyonundan bahsedeceğiz. Bu defa çalışmayı yapan kurum Colorado Eyalet Üniversitesi (CSU). Köpeklerin 5 Aşamalı Ağrı Ölçeği: Ağrı Puanı 0 - Köpeğin Ağrısı Yok Mutludur. Davranışlarında genele göre bir değişiklik gözlenmez. Hareketleri rahattır. İştahında normale göre bir fark yoktur. Bir operasyon geçirdiyse, mevcut ameliyat bölgesinin onu rahatsız etmediği, bu alana gösterdiği bir aşırı duyarlılık olmamasından bellidir. Ağrı Puanı 1 - Köpeğin Hafif Ağrısı Var Hareket ederken rahat değildir ve bu rahatsızlık durumu kendisini hem yürürken, hem yatarken hem de yerinden kalkarken belli eder. Vücuduna normalde daha hassastır. İştahında bir değişiklik yoktur. Onu mutlu eden durumlara ilgilidir ve kuyruk sallayarak tepki vermeyi sürdürmektedir. Uyku süresinin artması, endişeli bakışlar, saklanma ve gerginlikle kendisini gösterebilen depresyonun belirtilerini taşımaz. Ağrı Puanı 2 - Köpeğin Orta Şiddette Ağrısı Var Belirli bir bölgesine (ameliyat geçirmiş bölgesi, yara olan bölgesi ya da dışarıdan görünmeyen bir durum olan eklem vb. bölgeleri) hassasiyet gösteriyor. Genel olarak bedenine karşı hassas. Yemek yemeyi reddettiği zamanlar oluyor ve genel olarak sadece çok sevdiği gıdaları tüketmeye meyilli. Daha uzun süre uyuyor, mutsuz ve endişeli görünüyor, belki saklanıyor ve gergin. Nefes alış verişleri daha yüzeysel ve yavaş. Ağrı Puanı 3 - Köpeğin Şiddetli Ağrısı Var Uyku süresinin artması, endişeli bakışlar, saklanma ve gerginlikle kendisini gösterebilen depresyonun belirtilerini taşıyor. Yürüyüşe gitme konusunda eskisinden isteksiz ve tuvalet ihtiyacından sonra eve dönme konusunda daha istekli. Belirli bir bölgesine (ameliyat geçirmiş bölgesi, yara olan bölgesi ya da dışarıdan görünmeyen bir durum olan eklem vb. bölgeleri) fazla hassasiyet gösteriyor. Yemek yemeye karşı çok isteksiz ve nadiren yiyor. Sadece çok sevdiği yiyeceklere ilgili ya da çok sevdiği yiyeceklere ilgisini de kaybediyor. Belli belirsiz inleme sesleri çıkarıyor. Yatıyor ancak uyumuyor. Ağrı Puanı 4 - Köpeğin Dayanılmaz Ağrısı Var Sık sık ve hiçbir efor sarf etmeksizin ağzı açık, nefes nefese soluk alıyor. Vücuduna karşı çok hassas ve tedirgin. Sık sık uzanıyor ancak uyumuyor. Sık sık inleme ya da ağlama sesi çıkarıyor. Endişeli, kaygılı, içe dönük, gergin. Göz bebekleri büyük. Nefesleri derin. Yürüyüşe gitme konusunda eskisinden isteksiz ve tuvalet ihtiyacından sonra eve dönme konusunda daha istekli ya da dayanılmaz acısı sebebiyle tuvaletini tutmaya çalışırken altına kaçırıyor. Belirli bir bölgesine (ameliyat geçirmiş bölgesi, yara olan bölgesi ya da dışarıdan görünmeyen bir durum olan eklem vb. bölgeleri) fazla hassasiyet gösteriyor. Sadece çok sevdiği yiyeceklere ilgili ya da çok sevdiği yiyeceklere ilgisini de kaybediyor. Köpeklerde Ağrının Başka Bir Belirtisi: Gürültüye Duyarlılık İngiltere'deki Lincoln Üniversitesi 'ndeki klinik hayvan davranışçıları tarafından gürültüye duyarlılık teşhisi konulan 20 köpeğin veteriner kayıtlarını incelendi. Köpekler iki gruba ayrıldı: 10 tanesi aynı zamanda kas-iskelet ağrısı (kalça displazisi, artrit ve fokal spondiloz) teşhisi konmuştu ve 10 tanesi ağrısı olmayan kontrol köpeğiydi. 20 köpeğin hepsinde gürültü sırasında titreme, sarsılma ve saklanma gibi duyarlılık belirtileri görüldü, ancak, acı çeken köpekler gürültüyle kötü deneyim yaşadıkları yerlerden kaçınmada artmış bir seviye gösterdi. Duyarlılık tetikleyicileri arasında havai fişekler, fırtınalar, uçaklar, silah sesleri, arabalar ve motosikletler vardı. Çalışma ayrıca ağrılı köpeklerde gürültü duyarlılığının başlangıç ​​yaşının kontrol grubundaki köpeklerden ortalama 4 yıl fazla olduğunu ortaya koydu. Ek olarak, ağrısı teşhis edilen köpekler gürültü duyarlılıklarını ilgili ortamlara genelleştirdi ve diğer köpeklerden de kaçındı. Bu kontrol köpeklerinde olmadı. Köpeğiniz normalde diğer köpeklerle ya da kedilerle iyi anlaştığı halde, herhangi bir ekstrem durum olmaksızın, bir başka kedi ya da köpeğe karşı saldırgan davrandığında; bu kedi veya köpeği ağrısıyla ilişkilendirmiş olma ihtimali göz önüne alınabilir. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Köpeklerde Aflatoksin Zehirlenmesi

    1952'de, güneydoğu Amerika Birleşik Devletleri'nde köpeklerde ölümcül karaciğer hastalığı salgını meydana geldi.  Hepatit X olarak adlandırılan hastalık Sarılık, Uyuşukluk, İştahsızlık, Melena (Kanın görüldüğü veya çıplak gözle görülmediği koyu renkli, katran gibi dışkı), Peteşi (kan pıhtılaşma bozukluğundan kaynaklanan ve geniş bir bölgeye yayılan küçük, yuvarlak, kahverengi-mor lekeler), Burun kanaması ve Hematemez (kusmukta kan görülmesi) ile karakterize edildi. Etkilenen köpekler 1 ila 14 gün sonra hayatını kaybetti. Bulguların, küflü mısırın yutulmasından sonra sığırlarda görülen bulgulara benzer olduğu kaydedildi ve yapılan uzun süreli ve ileri araştırmalar, hastalığın Aspergillus türü mantar tarafından üretilen aflatoksinlere maruziyetten kaynaklandığını ortaya koydu.    Aflatoksinlerin tanımlanmasından bu yana, insanlar, köpekler, kümes hayvanları ve çiftlik hayvanları dahil olmak üzere birçok türde zehirlenmeler tanımlanmıştır. Aflatoksikoz; türe, maruziyete (doz ve süre) ve hayvanın beslenme durumuna (protein ve vitamin alımı) bağlı olarak değişen derecelerde karaciğer hasarına neden olur. Dört doğal aflatoksinden (B1, B2, G1 ve G2) aflatoksin B1 en toksik olanıdır. Aflatoksin Nedir? Aflatoksinler, Aspergillus flavus adlı bir küf tarafından üretilen zehirli maddelerdir. Aflatoksin seviyeleri köpeklerin vücudunda yeterince birikirse, hastalığa (aflatoksikoz), karaciğer hasarına, kan pıhtılaşması sorunlarına ve hatta ölüme neden olabilir. Mamasında küf görmeseniz bile toksinler orada olabilir. Çünkü bu küf, fıstık, mısır ve diğer tahıllar gibi evcil hayvan maması bileşenlerinde büyümektedir. Köpeklerde Aflatoksin Zehirlenmesi Sebepleri Güvenli olmayan seviyelerde aflatoksin içeren yiyecekler yiyen köpeklerde aflatoksin zehirlenmesi gelişebilir. Kedi ve köpekler günümüzde, insanların aksine, farklı gıda kombinasyonları ile beslenmezler ve genellikle uzun süreler boyunca aynı yiyecekleri yerler. Bir kedi veya köpeğin yiyeceği aflatoksin içeriyorsa, aynı yiyeceği yemeye devam ettikçe toksinler sisteminde birikebilir. Aflatoksin zehirlenmesi, bir patili birey küflü mısır, tahıl, fıstık veya diğer aflatoksin bulaşmış yiyecekler yediğinde de meydana gelebilir.    Kedi ve Köpek Mamalarında Aflatoksin Oluşumuna Neden Olan Nedir? Toksine neden olan küf (Aspergillus flavus), bitki dokusunun hasar gördüğü yerde büyüme eğilimindedir. Bu durum, hava koşullarından veya böceklerden kaynaklanan fiziksel hasarın sonucu olabilir. Kuru bir büyüme mevsiminin stresi de bunun nedeni olabilir. Aflatoksinler, daha önce de belirttiğimiz gibi, mısır, fıstık, pirinç ve buğday gibi kalorisi yoğun tahıllarda yaygındır ve bu tahıllar kedi ve köpek mamalarına sıklıkla dahil edilir.   Zehirlenmeye Ne Kadar Aflatoksin Neden Olabilir? Hayatınızdaki patili birey, genellikle, vücudundaki aflatoksin miktarı belirli bir seviyenin üzerine çıkmadan hastalık belirtileri göstermezler. Bu da aflatoksin yükü fazla olan mamalardan çoğu zaman birkaç öğün yemesi anlamına gelir. “Çoğu zaman” denmesinin nedeni ise bunun köpeğin boyutuna ve yiyecekteki aflatoksin seviyelerine bağlı olarak değişebilmesidir.   Köpeklerin aflatoksinden etkilenme olasılığı özellikle yüksektir, çünkü çoğu kedi bu durumdaki bir mamayı yemeyi reddeder. Ancak düşük konsantrasyonlar bile spesifik olarak bir kedi veya köpek için sadece bedensel yapısı nedeniyle kötü sonuçlar doğurabilir. FDA, milyarda 20 parça (ppb) içeren evcil hayvan mamalarını kirli olarak kabul eder. 2021'de geri çağrılan evcil hayvan mamalarının ise 500 ppb'den fazla içerdiği analiz edildi. Daha önce de 1998 , 2005 , 2011 ve 2013 yıllarında bazı kedi ve köpek mamaları yüksek aflatoksin seviyeleri nedeniyle geri çağrılmıştı. Bazı köpekler aflatoksin zehirlenmesinin hiçbir evresinde belirti göstermeden karaciğer hasarı yaşayabilir ve aflatoksin yükü fazla olan yiyecekleri yemeye devam ettikleri için aniden ölebilirler. Bazı durumlarda, aflatoksinler kan pıhtılaşmasını etkileyebilir ve uzun vadeli karaciğer sorunlarına ve/veya ölüme neden olabilir. Hayatlarındaki patili bireylerin aflatoksinle kirlenmiş ürünler yediğinden şüphelenen ebeveynler acilen güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekimine başvurmalı ve şüphelenilen yiyecekleri vermeyi derhal bırakmalıdır.  Köpeklerde Aflatoksin Zehirlenmesi Belirtileri Aflatoksin zehirlenmesi yaşayan köpeklerde hastalığın sinsi başlangıcı nedeniyle belirtiler çoğunlukla zehirlenmenin ileri evrelerinde kendisini gösterir. Bazı köpekler aflatoksin zehirlenmesinin hiçbir evresinde belirti göstermeden aniden ölebilirler. Hastalık ilerleyicidir ve vaka ölüm oranı yüksektir. Bazı durumlarda, aflatoksinler kan pıhtılaşmasını etkileyebilir ve uzun vadeli karaciğer sorunlarına ve/veya ölüme neden olabilir. Köpeklerde Aflatoksin Zehirlenmesi Belirtileri: İştahsızlık Uyuşukluk Kusma Sarılık Hematokezi (dışkılama sırasında taze kanın bulaştığı dışkı durumudur. Kan tazedir ve dışkının sadece üzerindedir) Melena(Kanın görüldüğü veya çıplak gözle görülmediği koyu renkli, katran gibi dışkı) Hematemez (kusmukta kan görülmesi)  bazen mevcuttur Mukozal veya daha yaygın peteşi (kan pıhtılaşma bozukluğundan kaynaklanan ve geniş bir bölgeye yayılan küçük, yuvarlak, kahverengi-mor lekelerdir) Hastalarda periferik ödem (kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği ve travma gibi sebeplerle köpeğin sırtı dışında hemen her bölgesinde görülebilen ve genelde birden fazla olması durumunda muayene gerektiren şişlikler) Asit (köpeğin karnının sıvıyla dolduğu ciddi ve yaşamı tehdit eden durum) Poliüri (büyük hacimli idrarın bilinçli olarak boşaltılmasıyla tanımlanır) Polidipsi (sürekli veya ani artan susuzluk) Yaygın intravasküler koagülasyon (DIC) (kan damarlarında pıhtı) vakalarında trombositopeni (kandaki trombosit miktarının düşük olması) görülebilir. -Hematolojik parametreler aksi takdirde dikkate değer değildir.- Karaciğer enzim aktiviteleri (alanin transaminaz, alkalen fosfataz, aspartat transaminaz, gama-glutamiltransferaz) ve Toplam bilirubin konsantrasyonları yükselir ve kolesterol ve albümin konsantrasyonları azalır. Koagülasyon   (Pıhtılaşma: Kandaki çok küçük ve çekirdeksiz bir hücre olan kan pulcukları sayesinde, kanın havayla temas sonrası tortu hâline gelmesidir.) profilleri genellikle belirgin şekilde anormaldir, Kanın pıhtılaşma süresi uzar ve azalmış antitrombin ve Protein C konsantrasyonları   (atardamar içinde pıhtı gelişmesine neden olabilir) vardır. Karaciğer biyopsi örneklerinin doku incelemeleri karaciğerde yağlanma, nekroz (karaciğerdeki hücrelerin ani ölümü ile karaciğer fonksiyonunun hızlı ve ani kaybı) ve iltihaplanmayı ortaya koymaktadır. Safra kanalı proliferasyonu (hücre artışı) mevcuttur ve safra kanalları tıkanmış olabilir. Gıda veya Doku Analizi Akut karaciğer yetmezliği belirtileri gösteren herhangi bir köpekte ilk düşünülmesi gereken aflatoksin maruziyetidir. Klinik belirtiler aflatoksin zehirlenmesine özel değildir. Kesin tanı için şüpheli gıda analiz edilmeli veya doku örneklerinde toksinler belirlenmelidir. Aflatoksinler idrarda tespit edilebilse de metabolitlerin vücuttan hızla temizlenebilmesi maruziyet sonrası tespiti zorlaştırır.   Tedavi Aflatoksinler için bir panzehir yoktur. Bu nedenle tedavinin amacı genellikle ek maruziyeti önlemek için aflatoksin kaynağını ortadan kaldırmak (örneğin, aflatoksinle kirlenmiş mama ile beslenmesini durdurmak), hayvanın sistemindeki belirli kan ve biyokimyasal dengesizliklerin destekleyici bakım yönetimi ni sağlamaktır. Son derece şiddetli veya hızlı başlangıçlı aflatoksin zehirlenmesi vakaları o kadar hızlı ilerleyebilir ki maruz kalan köpek herhangi bir tedavi almadan önce de ölebilir. Ölümcül olmayan aflatoksin dozlarına maruz kalan köpekler hayatta kalabilir, ancak karaciğer hasarı gibi uzun vadeli sağlık sorunları yaşayacakları da önemli bir gerçektir. Detoks Aflatoksinler genellikle sindirim sisteminden emilene kadar zehirlenme belirtileri göstermezler. Bu nedenle, köpeğin aflatoksin bulaşmış bir yiyeceği henüz yemiş olması -ki bu nadiren olur- gibi bir durum yoksa kusturmanın bir etkisi olmayacaktır. Aflatoksinler emildikten sonra karaciğerde hızla sindirilir ve toksinler vücutta iki ay kadar kalabilir. Aflatoksinler için spesifik panzehirler bulunmamış olsa da, birkaç tedavi toksinlerin metabolizmasını ve atılım hızını arttırabilir. N-asetilsistein : Karaciğer kan akışı, oksijen ekstraksiyonu ve hücre hasarına karşı koruma sağlayan glutatyon dışı ürünlerin oluşumu üzerinde faydalı etkileri vardır. %5'lik bir çözelti (20%'lik çözelti steril su veya tuzlu çözelti ile 1:4 oranında seyreltilebilir) intravenöz (20 dakika boyunca) veya oral yoldan uygulanır. İntravenöz kullanım için etiketlenmemiş ürünler 0,2-μm'lik bir şırınga filtresi gerektirir. 140 mg/kg'lık bir yükleme dozu intravenöz olarak bir kez verilir ve ardından bir ila üç gün boyunca her dört ila altı saatte bir intravenöz olarak verilen 50 ila 70 mg/kg'lık bir idame dozu verilir. S-adenosilmetionin (SAMe) : SAMe, GSH sentezi için öncüllerin bulunabilirliğini artırmak için kullanılan bir süper besindir. Yapılan çalışmalar SAMe'nin karaciğer hastalığı olan insanlarda ve insan olmayan primatlarda kolestasis (safra akışının yavaşlaması ya da durması) ve fibrozu ( bir dokudaki ya da organdaki yoğun bağ dokusu artışına bağlı olarak ortaya çıkan katılaşma) azalttığı kanıtlanmıştır. Köpeklerde önerilen doz, haftalarca veya aylarca ihtiyaç duyulduğunda günde bir kez oral yoldan verilen 17 ila 20 mg/kg'dır. Denosyl (Nutramax Laboratories) ve Zentonil (Vétoquinol), her biri üç tablet boyutu sunan SAMe veterinerlik ürünleridir. İdeal olarak, bu ürünler emilimi artırmak için aç karnına verilmelidir. Devedikeni (Silymarin):  Silymarin'deki silybin-fosfatidilkolin kompleksi GSH üretimini artırır ve belirli toksinlerin biyoaktivasyonunu önler. Silymarin ayrıca normal hepatositleri (bağırsaklardan emilen besin maddelerinin vücuda yararlı hâle getirildiği hücrelerin genel adı) koruyabilir, hepatositlerin yenilenmesini destekleyebilir ve serbest radikal temizleyici ve antioksidan olarak görev yapabilir. Köpeklerde silymarin için standart bir terapötik doz belirlenmemiştir. Öneriler 7 ila 15 mg/kg/gün (insan verilerine dayanarak) ile 50 ila 150 mg/kg/gün ( köpeklerde Amanita phalloides hepatotoxicoisisine dayanarak) arasında değişmektedir. E Vitamini :  E Vitamini, lipid peroksitlerinin (oksitlenmiş yağ) oluşumunu engelleyerek aflatoksin maruziyetinde koruyucu bir etkiye sahip olabilen yağda çözünen bir vitamindir. Aflatoksin zehirlenmesinde safra tıkanıklığının varlığı nedeniyle, E vitamininin oral emilimi azalabilir. Önerilen dozaj günde iki kez ağızdan alınan 100 ila 400 IU'dur. L-Karnitin : Esas olarak karaciğer tarafından sentezlenen bir amino asit türevidir. Yağ asidi taşınmasında ve mitokondriyal fonksiyonda rol oynar. L-karnitin takviyesi ile aflatoksin maruziyetinde antioksidan etkilerin arttığı bulunmuştur. L-karnitin, karaciğer yağlanması olan kedilerde yağ asitlerinin harekete geçirilmesine yardımcı olur, ancak aflatoksin zehirlenmesi yaşayan köpeklerde benzer bir aktiviteye sahip olup olmadığı bilinmemektedir. Kedilerde önerilen doz, iki ila dört hafta boyunca günde bir kez oral yoldan verilen 50 ila 100 mg/kg'dır. Spirulina: Tamamen temiz bir spirulina güçlü bir antioksidandır. İçerisindeki antioksidan ögelere ek oldukça yüksek oranda c-phycocyanin içerir. Balık çiftliklerinde ve farelerde yaşanan aflatoksin zehirlenmelerindeki destekleyici etkisi kanıtlanmıştır ancak köpeklerde benzer bir aktiviteye sahip olup olmadığı bilinmemektedir. İki hafta boyunca her gün 1000 mg/kg BW verilen (kilosu başına 1 gram) spirulina ile PCNA ekspresyonunun yükselmiş serum seviyeleri azaltıldı. Oksidatif stresi ve lipid peroksidasyon belirteçlerini doza bağlı bir şekilde düşürdü.   Kanamanın Kontrolü Aflatoksikozlu köpeklerde acil ve yaşamı tehdit eden bir endişe artan kanama eğilimidir. Pıhtılaşma faktörlerini desteklemek için sabit oranda dondurulmuş plazma takviyesi yapmak gerekebilir. Hasta orta ila şiddetli derecede anemikse, taze tam kan tercih edilir. K Vitamini:  Pıhtılaşma sorunlarına sebep olan faktörlerden biri, safra kanallarının tıkanmasına bağlı olarak K Vitamini emiliminin engellenmesi ve K Vitamini eksikliğidir. Pıhtılaşma faktörlerinin üretiminin azalmasına ek olarak, K vitamini eksikliği aflatoksin zehirlenmesi ile görülen pıhtılaşma eksikliklerine katkıda bulunabilir. Yapılan çalışmalar K1 vitamini ile tedavinin pıhtılaşma anormalliklerini iyileştirdiğini, ancak çözmediğini gösterilmiştir. K vitamini, oral K vitamininin emiliminin azalması nedeniyle deri altı uygulama da tercih edilebilir. 1 ila 5 mg/kg dozunda deri altı veya oral yoldan verilmelidir. Diğerleri Aflatoksin kaynaklı karaciğer hastalığında faydalı olabilecek diğer takviyeler: Çinko, Ursodeoksikolik Asit (safra tıkanıklığı olan hastalarda kullanılmamalıdır ), Fosfatidilkolin C Vitamini A vitamini Sıvı Desteği Hastanın asit-baz durumunu ve elektrolit ve kan glikoz konsantrasyonlarını düzenli olarak izleyin ve sıvıları buna göre ayarlayın. Hipernatremi varsa, üçte bir ila yarı güçte tuzlu su çözeltisi önerilir. Antibiyotikler Akut karaciğer hastalığında sindirim sistemi bariyerinin bozulması nedeniyle, zehirlenmiş hastalarda gram negatif bakterilere yönelik antibiyotiklerin kullanılması önerilir. Metronidazol, amoksisilin, ampisilin, sefaleksin veya sefadroksil ile birlikte kullanılabilir. Metronidazol, günde iki kez, kilogram başına 5 mg verilebilir. Aflatoksin zehirlenmesi yaşayan köpeklerde kusma sıklıkla ilerler. Kusma Tedavisi İçin Metoklopramid içeren ilaçlar iyi bir seçimdir. Kusma metoklopramid tedavisine dirençliyse, dolasetron veya ondansetron eklemek rahatlama sağlayabilir. Ülseri Yönetmek ve Sindirim Sistemindeki Asidi Azaltmak İçin Sukralfat (Antepsin) , Famotidin (Famodin) ve diğer gastrointestinal koruyucular da düşünülebilir. Hepatik Ensefalopati Kontrolü Hepatik ensefalopati (HE), karaciğer hastalığına ikincil olarak gelişen nörolojik bir durumdur. Karaciğer düzgün çalışamadığında, kan kimyasında normal beyin işlevini değiştiren değişiklikler e neden olur. Belirtileri Denge kaybı, Fazla salya Nöbetler Bazı köpekler Ağlayabilir, Kas titremeleri görülebilir ve/veya Ani körlük yaşayabilir, Başını nesnelere bastırabilir. Durum şiddetli ve akutsa ; Beyindeki ödemi (şişliği) azaltmak için mannitol veya hipertonik tuzlu su Amonyak seviyelerini düşürmek için L-ornitin L-aspartat (LOLA) içeren intravenöz tedaviye ihtiyacı olabilir. Nöbetler diazepam , levetiracetam (Keppra) veya fenobarbital gibi antikonvülsan ilaçlar la kontrol edilir. Hepatik ensefalopatiyi kötüleştiren kana emilebilen protein metabolitleri üreten kolon bakterilerini azaltmak için lavman lar kullanılabilir. Durumu stabil hale geldiğinde; Belirtilerin görülmesine sebep olan faktörlerden amonyak gibi protein parçalanma ürünlerinin miktarını düşürmeye yardımcı olmak için diyetin protein içeriği azaltılır ve bu protein de vegan kaynaklardan alınır. Metronidazol , amoksisilin ve neomisin gibi antibiyotikler veya laktuloz gibi diğer ilaçlar bağırsaklardaki bakteri popülasyonunu değiştirmek ve amonyak dahil olmak üzere belirli protein metabolitlerinin üretimini daha da azaltmak için kullanılır. Amonyak seviyelerini düşürmeye yardımcı olmak için çinko takviyesi ve probiyotikler de önerilebilir. Karaciğeri koruyarak altta yatan karaciğer hastalığının tedavisini desteklemek için; S-adenosilmetionin, E Vitamini, Devedikeni (Silymarin) ve Ursodeoksikolik Asit tedavisi uygulanabilir. Bu takviyelerin devam eden karaciğer hasarını azalttığı ve kalan işlevsel karaciğer dokusunun sağlıklı kalmasına yardımcı olduğu düşünülmektedir. Aflatoksin maruziyetiyle birleştirilmiş yüksek proteinli bir diyetin, karaciğer lezyonlarının artmasıyla ilişkilendirilmiştir. Ancak, düşük proteinli diyetler de hastaları subakut (kronik ve akut arasında) zehirlenme durumuna yatkın hale getiriyor gibi görünmektedir. Bu nedenle, iyileşen ve/veya hepatik ensefalopati şüphesi olmayan köpeklere dengeli bir köpek diyeti verilmelidir. Hepatik ensefalopati vakalarında çoğunlukla damar yolu ile besleme tercih edilebilir. Takip Aflatoksin zehirlenmesi yaşayan hastaların; Klinik belirtileri, Hepatik enzim aktiviteleri, Elektrolit, kolesterol ve bilirubin konsantrasyonları, Pıhtılaşma parametreleri ve Hepatik fonksiyonları sık sık kontrol edilmeli; DIC (kan damarlarında pıhtı), Hepatik ensefalopati ( karaciğer yetmezliğinin bir sonucu olarak değişen bilinç düzeyi) ve Şiddetli kanama belirtilerine özellikle dikkat edilmelidir. İyileşen köpekler periyodik serum kimya profilleri ve karaciğer fonksiyon testlerinden ( safra asidi testi gibi) geçmelidir. Aflatoksin yutma öyküsü olan ancak biyokimyasal veya hematolojik anormallikler için klinik belirtileri olmayan köpekler de aynı testlerden geçmelidir çünkü aflatoksin zehirlenmesinin klinik belirtileri her zaman belirgin olmayabilir ve erken tedavi ağır hastalık ve ölüm ihtimalini azaltır. Aflatoksin Zehirlenmesi Yaşamış Köpeklerin Uzun Dönem Sağlığı Aflatoksin zehirlenmesi yaşamış köpekler kronik karaciğer hastalığı yaşayabilir ve karaciğerde iyi huylu kitle geliştirmeye yatkın olabilir. Sizin Yapmanız Gerekenler Aflatoksin içeren ürünlere dokunan kişilerin aflatoksin zehirlenmesi riski altında olduğunu gösteren bir kanıt yoktur. Ancak patili birey ebeveynlerinin kedi ve köpek mamalarına ve ödüllerine dokunduktan sonra her zaman ellerini yıkamaları önerilir. Kedi veya köpeğinizde uyuşukluk, iştahsızlık, kusma, sarılık (karaciğer hasarı nedeniyle gözlerde, diş etlerinde veya ciltte sarımsı renk), açıklanamayan morarma veya kanama ve/veya ishal gibi aflatoksin zehirlenmesi belirtileri varsa, derhal bir veteriner hekime başvurun. Kediniz veya köpeğiniz bir veteriner hekime görünmeden önce ölürse ve olası bir aflatoksin maruziyetinden şüpheleniyorsanız, ölüm nedenini belirlemek için bir otopsi (nekropsi) yapmanın uygun olup olmadığını görüşmek üzere veteriner hekiminize başvurun.  Veteriner hekiminize , hayatınızdaki patili bireye hangi yiyecek veya ödülleri verdiğinizi ve maruz kalmış olabileceği diğer yiyecek veya maddeler dahil olmak üzere tam bir beslenme geçmişi sağlayın. Parti  numarası ve son kullanma tarihi  dahil olmak üzere mamasının etiketinin bir fotoğrafını çekmeniz yararlı olabilir. Veteriner hekim yiyeceğin aflatoksin kaynağı olduğundan şüphelenirse, parti koduna ve son kullanma tarihine sahip olmak, ilgili bakanlıklarca bu durumun tam olarak ne zaman meydana geldiğinin ve başka hangi ürünlerin etkilenmiş olabileceğinin belirlenmesine yardımcı olur. Bu da diğer köpeklerin hastalanmasını veya ölümünü önlemeye yardımcı olabilir. Bu ürünleri başka hayvanlara vermeyin , Çöpe atmadan önce tüm paketi, koli bandıyla, asla yırtılıp ulaşılamayacak şekilde iyice bantlayın. Hem elinizdeki, kullandığınız ürünü saklamanız hem de aynı seriden bir başka ürüne daha ulaşıp satın almanız ve açmaksızın bulundurmanız da önemlidir. Bu, test ve şikayet sürecinizde ihtiyaç duyulması durumunda faydalı olacaktır. Test gerekli değilse, lütfen pakette belirtilen şirketle iletişime geçin ve ürünleri çocukların, evcil ve yabani hayvanların erişemeyeceği şekilde imha etmeleri konusunda kayıtlı bilgi verin. Hayatınızdaki patili birey genel olarak sağlıklıysa, ancak yine de mamasındaki olası aflatoksin bulaşması konusunda endişeleriniz varsa , özellikle özel veya kısıtlı bir beslenme gerektiren başka sağlık sorunları varsa , beslenmesinde değişiklik yapmadan önce güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekime danışmanız en iyisidir. Özetle Köpeklerde aflatoksinle kirlenmiş yiyeceklerin tüketilmesi, sıklıkla karaciğer yetmezliğiyle sonuçlanan ciddi karaciğer hasarına neden olur. Aflatoksinin panzehiri yoktur ancak temel unsurları karaciğeri destekleyici takviyeler , sıvı tedavisi , kan bileşeni tedavisi , K1 vitamini , antiemetikler ve gastrointestinal koruyucular olan  tedavi uygulanabilir.. Aflatoksin zehirlenmesi, belirtilerini gösteren çoğu hastada ölümcül olsa da, bazı köpekler uzun süreli bakımla yavaş yavaş iyileşebilir.   Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar https://vcahospitals.com/know-your-pet/hepatic-encephalopathy https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0041010120302749 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38072319/ https://www.cabidigitallibrary.org/doi/full/10.5555/19532201571 https://avmajournals.avma.org/view/journals/javma/232/9/javma.232.9.1329.xml https://www.cabidigitallibrary.org/doi/full/10.5555/19562200913 https://www.cabidigitallibrary.org/doi/full/10.5555/19721390306 https://www.cabidigitallibrary.org/doi/full/10.5555/19602200063 https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/030098586600300403 https://www.cabidigitallibrary.org/doi/full/10.5555/19731306635 https://avmajournals.avma.org/view/journals/ajvr/52/1/ajvr.1991.52.01.152.xml https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S000291652203667X https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0887233300000254 https://www.petmd.com/dog/conditions/cardiovascular/ascites-dogs https://todaysveterinarypractice.com/internal-medicine/companion-animal-polyuria-and-polydipsia https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3019073/ https://www.fda.gov/animal-veterinary/animal-health-literacy/aflatoxin-poisoning-pets https://www.researchgate.net/publication/370425039 https://www.dogsnaturallymagazine.com/cancer-causing-aflatoxins-found-in-dog-foods/ https://aacrjournals.org/cancerres/article/28/4/770/476856/Sequential-Morphologic-Changes-in-Aflatoxin-B1 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0041010120302749 https://bvmj.journals.ekb.eg/article_96432_ce94b4ed016fc21465327b01dbf885eb.pdf https://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=karaciger-hastaliklarinin-patolojisi.pdf https://europepmc.org/article/med/810128 https://europepmc.org/article/med/3776087 https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1748-5827.1990.tb00793.x https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0278691504002121 https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0041008X96903269 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0041008X9898440X https://pubs.acs.org/doi/pdf/10.1021/tx00028a004 https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0032579119427168 https://www.thieme-connect.com/products/ejournals/abstract/10.1055/s-2000-9907 https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0022316622148996 https://akjournals.com/view/journals/004/53/3/article-p319.xml https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0362028X22006706 https://academic.oup.com/carcin/article-abstract/13/10/1853/1745865   Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Bağırsak Sağlığının Kedi ve Köpekler İçin Önemi

    Sağlığı korumak söz konusu olduğunda, sağlıklı bağırsaktan daha önemli hiçbir şey yoktur. Bir zamanlar, yiyeceklerin geçeceği, emileceği ve sonra atılacağı uzun bir tüpten oluşan nispeten "basit" bir vücut sistemi olarak kabul edilen sindirim sisteminin, yiyecekleri sindirmek ve ortadan kaldırmaktan çok daha fazlasını yaptığını artık biliyoruz. Dolambaçlı tüplerinin içinde, bir bireyi sağlıklı tutmak için birlikte çalışan organizmalardan oluşan bir ekosistem yaşar. Diğer tüm canlı organizmalar gibi, mikrobiyomların yaşamının devamlılığı için de doğru koşulları oluşturmak ve iyi besinler sağlamak gerekir. Sindirim sisteminde yaşayan trilyonlarca organizmanın dengesini optimize etmek, gerçek bağırsak sağlığının anahtarıdır ve tıpkı insanların olduğu gibi patili bireylerin de ömür boyu kaliteli yaşama kavuşmasına yardımcı olmanın sırrıdır. Mikrobiyom Nedir? "Bağırsak mikrobiyomu", bağırsakta yaşayan trilyonlarca mikroorganizmayı ifade eder. Bazı mikroorganizmalar zararlı olsa da, birçoğu inanılmaz derecede faydalıdır, hatta sağlıklı bir vücut için gereklidir. Beslenme, çevre, yaşam tarzı, kullanılan takviye edici gıdalar ve ilaçlar (özellikle bağırsak bakterilerini tüketebilen antibiyotikler) hem olumlu hem de olumsuz etkilere sahip olabilir. Sonuç olarak, her köpek ve kedinin kendine özgü bir mikrobiyal yapıya sahip olması ve bu minik organizmaları optimum dengede tutması, kaliteli ve sağlıklı yaşamı için anahtardır. Bağırsaktaki hem iyi hem de kötü mikroorganizmalar dengede olduğunda sorun yoktur ancak dengesiz olduklarında, hayatımızdaki patili bireylerin sağlığı da öyle olur. Kediler ve Köpekler İçin Sağlıklı Sindirim Sistemi ve Mikrobiyomun Faydaları Bilim insanları ve veteriner hekimler hala bağırsak mikrobiyomunun tam etkisini inceliyorlar, ancak bir köpeğin ve kedinin genel sağlık ve refahında, sindirim sistemi işlevini, besin emilimini, bağışıklık durumunu ve birçok önemli hormonal tepkiyi etkileyen önemli bir rol oynadığı kabul ediliyor. Bir kedinin ve köpeğin sağlıklı bir sindirim sistemi ve dengeli bir mikrobiyoma sahip olmasının temel faydaları şunları içerir: Optimum Sindirim ve Besin Emilimi:  Hayatınızdaki patili bireyin mikrobiyomu sağlıklı kalmak için yeterli yiyeceğe ihtiyaç duyar. Bu organizmalar, diyet lifi gibi sindirilmemiş unsurları mamalardan alıp daha küçük bileşenlere ayırabilir. Böylece daha sonra ek yakıt olarak kullanılabilir. İyileştirilmiş besin emilimiyle, kedi ve köpeklerin mamasından gelen besinlerin çoğu vücutta kalacak ve atılmak yerine katkı sağlayacaktır. Bağışıklık Sağlığı:  Bağışıklık sisteminin %70'i sindirim sisteminde yer alır, bu nedenle sağlıklı bir mikrobiyal dengeye sahip olmak bağışıklık sisteminin en iyi şekilde çalışmasını sağlamak için önemlidir. Hayatınızdaki patili bireyin güçlü, oldukça çeşitli bir mikrobiyomu olduğunda, "kötü bakterilerin" yerleşip onu hasta etmesi de daha zor olacaktır. Vitamin Üretimi:  Mikrobiyomdaki bakteriler, sağlık ve refahı desteklemede önemli rol oynayan B vitaminleri (yani B12, tiamin ve riboflavin) ve K vitamini gibi vitaminlerin üretilmesine yardımcı olur. Sağlıklı Cilt ve Tüy:  Mikrobiyomu sağlıklı bir dengede tutmak, aşırı iltihaplanmaya veya kaşıntılı cilde karşı koruma sağlar. Daha fazla protein ve omega yağ asitleri içeren beslenmeyle birleştirildiğinde, kedinizin ve köpeğinizin cildini sağlıklı, tüylerini parlak ve yumuşak tutmak için ihtiyaç duyduğu tüm temel besinleri aldığından emin olursunuz. Canlılık ve Enerji: Yüksek kaliteli besinler, eğer besin emilimi sağlanabilirse vücuda katkı sağlar. Yani, kaliteli beslenme sunmak, sağlıklı bir mikrobiyom sağlanmadığı sürece beklenen etkiyi gösteremez. Besinlerin bedensel ve bilişsel gelişimine, günlük aktivitelerine ve oyunlarına gerekli enerjiyi sağlamasının anahtarı sağlıklı mikrobiyomdur. Kedilerde ve Köpeklerde Sağlıksız Sindirim Sistemi Belirtileri Sağlıksız bir bağırsağın kendini gösterebileceği birçok yol vardır. En belirgin belirtiler arasında: Gevşek dışkı, Artan gaz, Kabızlık, İshal bulunurken. Daha az belirgin belirtiler arasında: Gıda intoleransları (gıdaya bağlı alerjiler ve sindirim sorunları), Cilt rahatsızlıkları, Tüketmekte olmasına rağmen var olan vitamin eksiklikleri yer alır. Kedi ve Köpeklerin Sindirim Sistemi Sağlığını Korumak İçin Yapılması Gerekenler Nelerdir? Bağırsak, köpeğinizin veya kedinizin vücudunun çoğu bölümünden farklı değildir. En iyi şekilde çalışmasının ilk ve en önemli koşulu doğal ve sağlıklı beslenme dir . Aşağıdaki temel bileşenleri içeren eksiksiz ve dengeli bir içerik tüketmesini sağlayabilir veya böyle bir tarifi evde uygulayabilirsiniz. | kuru mamalara dair ek bilgiler içeren ilgili blog için tıklayınız | ev yapımı kedi maması tarifi için tıklayınız | ev yapımı köpek maması tarifi için tıklayınız Besin emilimini optimize etmek ve yüksek sindirilebilirliği desteklemek için yüksek kaliteli proteinler ve tam tahıllar, Düzenli ve sağlıklı dışkılamayı desteklemeye yardımcı olmak için pancar gibi diyet lifleri, İyi bakterilerin büyümesini destekleyen FOS ve MOS gibi bileşenler (günlük beslenmesinin %4'ü kadar) Kronik bir sorunla mücadele ediyorsa, mikrobiyomuna uygun olduğundan emin olmak adına içeriğini kontrol ettiğiniz prebiyotik ve probiyotikler. Kedimin/Köpeğimin Mamasını Nasıl Değiştirebilirim? Geçiş için 18-21 gün ayırınız. Eski mamanın %90'ı ve yeni mamanın %10'uyla başlamak iyi bir fikirdir. Her iki veya üç günde bir, eski mamanın yüzdesini en fazla %10 oranında azaltırken, yeni mamanızın miktarını da arttırınız. Örneğin: 1-2. Gün: %90 eski/%10 yeni 3-4. Gün: %80 eski/%20 yeni 5-6. Gün: %70 eski/%30 yeni 7-8. Gün: %60 eski/%40 yeni 9-10. Gün: %50 eski/%50 yeni 11-12. Gün: %40 eski/%60 yeni 12-13. Gün: %30 eski/%70 yeni 14-15. Gün: %20 eski/%80 yeni 16-17. Gün: %10 eski/%90 yeni 18. Gün: Tam geçiş (köpeğinizin veya kedinizin her günkü değişime verdiği tepkiye göre) Not: Kediniz veya köpeğiniz sindirim bozukluğu yaşarsa, bir önceki günkü miktara geri dönün ve birkaç gün daha bu miktarda kalın, ardından geçiş programını kademeli olarak tekrar başlatın. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla huzurla ve güvenle... Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Sümük ve Hapşırma: Kedi Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

    Kedilerde kronik üst solunum yolu hastalığı belirtilerinin en yaygın nedeni viral hastalık ve ardından gelen kendi kendini devam ettiren iltihaplanma olsa da, diğer nedenlerin elenmesi gerekir. Bunlara; Yabancı cisimler, Bakteriyel veya fungal enfeksiyonlar, Oral-diş hastalıkları ve neoplazi dahildir. Herhangi bir nedene bağlı iltihaplanmalar da dahil olmak üzere üst solunum yollarının yapısında veya işlevinde değişikliğe katkıda bulunan herhangi bir faktör, eğer altta yatan faktörler çözülmezse normal işlevi tehlikeye atacak ve kronik hasara yatkınlık yaratacaktır. Kedi Üst Solunum Yolu Enfeksiyonunun Tedavisindeki Zorluklar Eğer kronikleşmişse, kedi burnu tıkanıklığı, tedavisi zor bir hastadır. Hastalığın seyri ne kadar uzun olursa, etkilenen dokular üzerindeki sonuçlar o kadar şiddetli olur ve hasta o kadar güçsüzleşir. Muhtemel sebepleri ayırt etmek ve viral olmayan nedenleri dışlamak için mantıklı bir tanı planı ile bunu takip eden uygun tedavi seçimleri gerekir. Viral bir enfeksiyon olsa bile, enfeksiyonun patolojik sonuçlarını azaltmaya yönelik tedaviler klinik belirtileri düzenleyebilir ve kontrol etmeye yardımcı olabilir. Üst Solunum Yolu Enfeksiyonuna Yatkın Olan Kediler Her yaştan kedi etkilenebilir. Kısa veya kıvrımlı burun kanalları veya çok küçük burun delikleri gibi konformasyonel (ırk veya malformasyon) özelliklere sahip kediler, çözülemeyen iltihaplanmaya yatkındır. Mantar hastalığı belirli coğrafi bölgelerde daha alakalıdır ve bu da geçmiş toplamada seyahat geçmişinin dahil edilmesini önemli hale getirir. Yaşlı kedilerin neoplazi kaynaklı belirtilere sahip olma olasılığı daha yüksektir. İran Kedileri Burun Yapıları Sebebiyle Üst Solunum Yolu Hastalıklarına Daha Yatkındır Kedilerin Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Teşhisi Hapşırma, burun ve sinüslerdeki reseptörlerin uyarılması nedeniyle oluşur. Hapşırmanın zamanlamasını, başlangıcını, süresini ve sıklığını bilmek yardımcı olabilir. Kronikleşme ve/veya enfeksiyona bağlı değişiklikler nedeniyle hapşırma durabilir. Bu durum akıntının birikmesine neden olabilir. Burun akıntısı seröz (sulu ve akışkan), mukoid (jelatinimsi), pürülan (iltihaplı) veya kanlı olabilir. Akıntının gün boyunca veya mevsim boyunca değişip değişmediğini ve özellikle tek taraflı mı yoksa iki taraflı mı olduğunu bilmek yardımcı olur. Solunum düzenleri ve sesleri anormal olabilir. Miyavlaması kısık veya sessiz olabilir, mırlaması farklılaşabilir. Nefes alma 'geceleri daha kötüyse' bu bronşit anlamına gelebileceği gibi, evde bulunduğumuz zamanda ve sessizlikte daha fazla dikkatimizi çektiği için de olabilir. Hareketli bir oyun oynadıktan sonra veya dinlenirken daha kötü olan sesler solunum müdahalesinin ciddiyetini veya salgıların hareketini yansıtabilir. Bazı kedilerde mevsimsel alevlenmeler olur ve bu da alerjik veya temasında tahriş edici bir bileşene maruz kaldığını gösteriyor olabilir. Kedinin burnuna tutulan soğutulmuş bir slaytla ya da camla, burun kanallarının açıklığı değerlendirilebilir. Kedilerde Üst Solunum Yolu Enfeksiyonunun Tedavisi Üst solunum yolu enfeksiyonları, Kedi herpes virüsü veya kalisivirüs gibi bir virüsten şüpheleniliyorsa genellikle destekleyici bakımla tedavi edilir. Veterineriniz, kedinizin virüsle savaşırken bağışıklık sistemini desteklemek için probiyotikler veya amino asit takviyeleri ( Spirulina C ve L-Lysine gibi) önerebilir. Bazı kediler buhar terapisinden faydalanabilir ve veteriner hekiminiz, burun kanallarını nemli tutmak için kedinizi duş alırken banyoda tutmanızı önerebilir. Kedilerde URI'ler bazen bakterileri içerebilir ve bu hastalara genellikle antibiyotik reçete edilir. Kedinize antibiyotik reçete edilirse, etiket talimatlarını tam olarak uyguladığınızdan emin olunuz. Tedavi tamamlanmadan ilacı kesmeyiniz ve dozları atlamaktan kaçınınız. Kedinize reçete edilen antibiyotik herhangi bir gastrointestinal yan etkiye (kusma veya ishal gibi) neden oluyorsa, alternatif bir ilacın daha iyi tolere edilip edilmeyeceğini belirlemek için veterinerinize bildiriniz. Antibiyotik kullanımı sonunda vücudunu detoksifiye edebilmek adına, eğer mümkünse detoksa uygun beslenmesini sağlayınız. Şiddetli ÜSYE'ler hastaneye yatırılarak oksijen tedavisi ve/veya nebulizasyon tedavileri ve enjekte edilebilir antibiyotikler gerektirebilir. Kedilerde Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarını Tedavi Etmek İçin Evde Uygulanabilecek Yöntemler Var Mı? Viral bir enfeksiyonun sonucu olan üst solunum yolu enfeksiyonları genellikle evde destekleyici bakımla (L-Lysine, sağlıklı beslenme ve oda sıcaklığı kontrolü) yönetilir. Ancak, bakteriyel etkenler söz konusu olduğunda, bu enfeksiyonlar nadiren antibiyotik tedavisi olmadan çözülür. Reçeteli ilaçların gerekip gerekmediğini belirlemek için kedinizin klinik belirtileri hakkında güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekim ile görüşünüz. Kedinin burnuna tutulan soğutulmuş bir slaytla ya da camla, burun kanallarının açıklığı değerlendirilebilir. Hemen ele alınması gereken daha ciddi bir enfeksiyonun belirtileri şunlardır: İştahsızlık veya iştahta azalma Ateş Halsizlik Gözlerden veya burundan yeşil-sarı akıntı Nefes almada zorluk Kedinizde yukarıdaki klinik belirtilerden herhangi biri varsa, tedavi görmek için hemen güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekim ile görüşünüz. Ancak kediniz normal şekilde besleniyorsa ve yeterli enerjiye sahipse, durumu evde izlemeye devam edebilirsiniz. Kedilerde Üst Solunum Yolu Enfeksiyonunun İyileşmesi ve Yönetimi Herpes virüs salgınlarının ortalama iyileşme süresi genellikle iki hafta dır. Bu süre zarfında kedinizi yakından takip etmeniz önerilir. Kedinizin düzenli olarak yemek yediğinden ve enerji seviyelerinin kötüleşmediğinden, iyileştiğinden emin olunuz. Bol bol su içtiğinden emin olunuz. Mümkünse evde hazırlayacağınız, tavukgöğsü gibi sağlıklı ve ona uygun gıdalar içeren yaş mamasına, şişelenmiş sulardan biraz ekleyebilirsiniz. Eğer sizin bardağınız ya da tabağınızdan su içmeyi seviyorsa, evinizin farklı yerlerine, sizin bardak ve tabaklarınıza benzer bardak ve tabaklarda daima temiz su bırakabilirsiniz. Kedinizi, siz duş alırken buhardan faydalanabilmesi için suyun ona ulaşmayacağı bir konumu olabilirse ve bu onu korkutmazsa banyoda tutabilirsiniz. Kediler için kullanımı onaylanmış ya da yeni doğan bebekler içi uygun olan ıslak mendillerle, düzenli olarak burun ve göz akıntılarını temizleyebilirsiniz. Unutmayın, kedi herpes virüsü tedavi edilmez, daha ziyade yönetilir. Kedi herpesi teşhisi konulan kediler gelecekte başka bir viral salgın geçirmeye yatkındır. Stres, viral enfeksiyonlara katkıda bulunan en büyük faktörlerden biridir. Stresi engellemek adına kedinizin tedavisi bıyunca yanında olabilmenize dair çözüm önerileri oluşturmak adına hekiminizle görüşebilirsiniz. Kedinizin tüm kaynaklara (yiyecek, su, kum kabı ve yatak) kolayca erişebildiğinden emin olunuz. Kedinizin normalde titiz bir varlık olduğunu hatırlayınız ve tuvaletinin hemen yanında yatacak kadar halsiz olsa da ona yardımcı olunuz. Kendinizi temizleyemediğinde onu destekleyiniz. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Kedilerin 18 Uyku Pozisyonu ve Anlamları

    Kediler günde yaklaşık 16 saat uyurlar ve bu süre, yaşları ilerledikçe artar. Bazıları oldukça garip olan uyuma şekilleri ise, sıcaklıktan kaynaklanmadığı sürece- çoğu zaman sosyal eğilimlerden kaynaklanır. Peki kedilerin uyku pozisyonu bize ne anlatır? Yumak Pozisyonu Burunları kuyruklarına gelecek şekilde kıvrılmış olarak uyuma şeklidir. Kediler sıcaklığı severler ve bu şekil, vücut ısılarını korumalarına yardımcı olur. Bu pozisyon ayrıca karınlarındaki hayati organları daha az önemli ve daha dayanıklı kas ve kemiklerle çevreleyerek korur. Kediler yumak pozisyonunu, daha sıcak bir ortam gereksinimini karşılamak ya da kendilerini korumak için seçebilirler. Sırt Üstü Kedinizin, ön bacakları ya karnının üzerinde ya da başının üzerinde uzatıp karnını tamamen açıkta bırakarak sırt üstü uyuduğunu görmüşsünüzdür. Kediler içgüdüsel olarak savunmasız organlarını korurlar, bu yüzden bir kedi karnı açıkta uyuyorsa, bu onun güvende ve kendinden emin hissettiği, sıcaklıktan da memnun olduğu anlamına gelir. Kediniz güvende hissetse bile, muhtemelen bu pozisyondayken karnına dokunmamalısınız çünkü kendisini savunmaya çalışacak ve elinizi tekmeleyecek ya da ısıracaktır. Yan Yatarak Kediler ayrıca bacakları uzatılmış şekilde yan yatmayı severler. Sırt üstü uyumaya benzer şekilde, kedinizin hayati organları bu pozisyonda açıktadır. Bu uyku pozisyonu da kedinizin sizinle çok rahat olduğu nun bir işaretidir. Ortam sıcaklığından da memnun dur. Ancak yan yatarak uyumak, kedinizin ihtiyaç duyduğunda zıplamasını ve/veya koşması nı kolaylaştırır. Av hayvanları olarak, bu kaçış seçeneğine sahip olmak biraz sigorta görevi görür ve kedinizin dinlendirici bir uyku çekmesine yardımcı olur. Somun Şeklinde Bu pozisyon bir somun ekmeğin şekline benzer. Somun şeklinde uyuduklarında kediler, ön patilerini vücutlarının altına kıvırır ve başlarını yukarıda tutarlar. Bu pozisyon kedinin hem vücut ısısını hem de organlarını korur. Bu pozisyonda uyuyan bir kedi aslında tamamen rahat bir ortamda da olabilir ancak aniden tehlike altında kaldıklarında harekete geçip pençelerini kullanmaya hazırdırlar. Derin uykunun gerçekleşmediği bu uyku şekli ya aslında çok da uykusu olmayan bir kedide ya da evsiz olan kedilerde görülmektedir. Süperman Pozisyonu Süperman pozisyonunda, kedi karnının üstüne yatar. Ön bacakları ve patileri öne doğru, arka bacakları ve patileri ise arkaya uzatılmıştır (tıpkı uçan bir Süperman gibi) Kediler için oldukça avantajlı bir pozisyon dur, çünkü hem dört pençesi de uzatılmış ve harekete hazırdır hem savunmasız karınlarını koruma avantajına sahiptir hem hava soğuksa ve altındaki zemin bir örtü ise vücut ısısını korur hem de hava sıcaksa ve doğrudan yere yattıysa serinlemesini sağlar. Sarmaşık Pozisyonu Kedinin koltuğun sırtına veya koluna, kaloriferin üstüne tüneyip bacaklarını aşağıya uzatarak uyuması tehlikeli görünebilir. Ancak bu uyku pozisyonunun avantajları vardır. Birincisi, yüksek bir bakış açısı sayesinde kediler hem rahat uyur hem de diğer avcılara hakim dir ve güvendedir. Evinizde bu, diğer kedi veya köpek, çocuklar veya misafirler anlamına gelebilir. Ayrıca, kendisi de bir avcı olan kedinize, tünemiş bir uyku pozisyonu, potansiyel avı gözlemlemek için panoramik bir görüş de sağlar. Evinizde, "av" büyük ihtimalle, kedinizin karakterine göre diğer kediler hatta aktif kediler için oyuncakları olabilir. Bu pozisyonu seven kediler yüksek kedi evi ya da kedi ağaçlarını da çok sevecektir. 7. Hamur Pozisyonları Kediler bazen çok rahatsız edici görünen pozisyonlarda uyurlar. Ancak köpeklerden farklı olarak kediler son derece esnektir, bu yüzden çok garip görünen bir uyku pozisyonu aslında kediniz için oldukça rahat olabilir. Bir kedinin omurgasındaki diskler çok elastiktir ve kedilerin vücutlarını alışılmadık şekillerde bükmelerine olanak tanır. Ayrıca, bir kedinin kürek kemiği, insanlarda olduğu gibi kemikle değil, kasla gevşek bir şekilde bağlanmıştır ve bu da onlara omuz ekleminde son derece geniş bir hareket aralığı sağlar. Sağlıklı bir kedi için, özellikle görseldekine benzer şekildeki bir pozisyon kedinizin, tamamen endişesiz, kaygısız ve huzurlu olduğu anlamına gelir. Dik Oturarak Uyku Pozisyonu Kediler, insanı taklit etmeye çalışıyormuş gibi dik de oturabilirler. Oturur pozisyonda uyuyan bir kedi karnını açığa çıkarır, bu da kendilerini güvende hissettikleri anlamına gelir. Ayrıca, oturma pozisyonunda olmak, kediye uyku aralarında az çabayla temizlemesi için daha kolay bir göbek erişimi sağlar. Oturarak uyuyan kediler bunu sırt kaslarını desteklemek için de yapıyor olabilir. Göğsünüzde Yatması Kedinizin göğsünüzde uyumasının birçok nedeni olabilir. Kediniz size bağlıysa sadece size yakın olmak için göğsünüzde yatıyor olabilir. Kediniz ayrıca sesiniz ona rahatlık sağlayabileceğinden ağzınıza daha yakın olmak için de göğsünüzde uyumak isteyebilir. Ayrıca, kalp atış sesi bir bebeği nasıl rahatlatabiliyorsa, kediniz de kalbinizin sesi ve nefesinizin ritmik hareketiyle rahatlayabilir. Göğsünüzde uyumak kedinize harika bir vücut ısısı kaynağı da sağlar. Yanınızda Yatması Yanınızda yatması, ancak üzerinizde olmaması, kedinizin size bağlı olmadığı anlamına gelmez. Aslında, yanınızda uyuması, kedinizin uyurken savunmasız bir pozisyonda olacak kadar size güvendiği anlamına gelir. Bazı kediler insanlarının üzerinde uyumaktan hoşlanmazlar çünkü küçük bir tampon bölgenin güvenliğini tercih ederler. Bu uyku pozisyonu, size bağlı olduklarını ancak biraz daha fazla alana ihtiyaç duyduklarını söylemenin bir yoludur—en azından o an için. Yüzünüzde Yatması Kedinizin yüzünüze yatmasının bir sebebi, uyurken başınızın vücudunuzun geri kalanından daha az hareket etmesi, bu yüzden onun daha az rahatsız olması olabilir. Ayrıca başınızın yanında ya da üzerinde uyumak, kedinizin size kolayca ulaşmasını sağlar. Yiyecek, ilgi veya diğer ihtiyaçları için kolayca uzanıp sizi uyandırabilir. Genelde insan-kedi bağının en güçlü ifadelerinden biridir. Ayaklarınızın Üzerinde Yatması Ayaklarınızın dibinde veya üstünde uyumak kedinizin size yakın olmasını sağlar, ama aynı zamanda yatağın, koltuğun veya sandalyenin dibinde olduğunda kolay bir kaçışın güvenliğini de sağlar. Bacaklarınızın Arasında Yatması Kedinizin bacaklarınızın arasında uyuması sizin için biraz rahatsız edici olabilir, ancak kediniz için kesinlikle bazı avantajları vardır. Kediniz hem size çok yakın olabilir, hem bacaklarınız kedinizin uyuması için sıcak, güvenli ve yuva benzeri bir alan sağlar, hem de bu ortam kolay bir kaçış yolunun güvenliğine sahiptir. Elbette: Kutular Kedilerin kutulara olan sevgisini bilmeyen yoktur. Peki bu sevgi nereden geliyor? Kedi doğada hem bir av hem de avcıdır ve düşmanlarından saklanacak bir yere ihtiyaçları vardır. Kutular kedilere, kamp çadırlarının insanlara sağladığı güvenlik ve sıcaklık hissini verir. Her ihtimale karşı kolay bir çıkış da sağlar. Patiler Gözlerin Üzerinde Kedinizin patileriyle gözlerini kapatarak uyuması elbette sevimlidir, ancak bu davranışın geçerli bir nedeni var. Patilerini yüzlerinin üzerine koymak, hem patiler hem de yüz için bir miktar yalıtım ve sıcaklık sağlayabilir ve uyku gözlüğü işlevi sağlayarak güçlü ışığı engelleyebilir. Gözler Açık veya Yarı Açık Kediler gözleri tamamen veya kısmen açık uyuyabilirler. Bazen kedinizin gözlerini, hızlı göz hareketi ile REM uykusunu gözlemleyecek kadar iyi görebilirsiniz. REM uykusu, insanların (ve muhtemelen kedilerin) rüya gördüğü aşamadır. Kedilerin diğer göz kapakları arasında, kedi uyurken görülebilen yarı saydam üçüncü bir göz kapağı vardır. Bu, kedi uyurken gözü tahriş edici maddelerden veya kurumaktan korur. Gözleri açık uyumak bir kedi için normal olabilir ancak bunun arkasında tıbbi bir neden olmadığından emin olmak istersiniz. Aşağıdaki göz sorunlarından herhangi birini görürseniz, mümkün olan en kısa sürede güvenilir ve alanında uzman veteriner hekime danışınız: Gözde şişme veya akıntı Şaşı bakış Gözüne pençe atmak Üçüncü göz kapağının kediniz uyanıkken de görünmesi Kum Kabında Kediniz kum kabında uyuyorsa veya yatıyorsa, bunun nedeni genellikle idrar veya sindirim sorunları gibi tıbbidir. Kediniz kum kabında uyumaya, dinlenmeye veya yatmaya başlarsa, derhal güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekime başvurunuz . Bu, kedinizin sağlığında ani bir değişiklik olduğunu gösterebilir. Bazen küçük bir alanda kalmak zorunda bırakılan kediler mecburen kum kabının içinde uyurlar. Bu, oldukça titiz olan kedilerde büyük bir strese ve kaygıya sebep olacaktır. Örtülerin İçinde Kediniz yorganınızın altında uyumayı seviyorsa, muhtemelen hem sıcaklığın hem de kokunuzun verdiği rahatlık ve tanıdıklık hissinin tadını çıkarıyordur. Diğer durumlarda bu uyku şekli stresli kedilerde ya da tedirgin olmuş kedilerde daha yaygındır, çünkü örtüler stresli gürültülerden kaçış imkanı sunar ve onları tamamen saklar. Kedilerin kendilerini örtülerin veya çarşafların altına sokmaları  genellikle güvenli kabul edilse de, kedinizin nerede olduğunu her zaman bilmek, yanlışlıkla ona zarar vermemek için önemlidir. Kedinizin altında olduğu malzemenin nefes alabilen yapısını teyit etmek de gerekli olacaktır. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Ev Yapımı Köpek Maması: Köpeğinize Yemek Pişirmek Sağlıklı Mı?

    Köpeğinize akşam yemeğinde yediklerinize benzer bir öğün vermek, ticari köpek mamaları sunmaktan daha cazip bir alternatif olabilir. Ancak, köpeğinizin sağlığı için bir köpeğin beslenme ihtiyaçlarının sizinkinden farklı olduğunu hatırlamanız hayati önem taşır. Bu, köpeğinize insanların yemesi için sağlıklı kabul edilen bir şeyi pişiremeyeceğiniz anlamına gelir. Ev yapımı köpek maması genellikle yaş almış veya sağlık sorunu yaşamakta olan köpeklerin ebeveynleri ya da köpek ebeveynliği tecrübesine sahip bireylerce uygulansa da günümüzde, özellikle de ülkemizde, mama maliyetini düşürmek için bir alternatif olarak da düşünülmektedir. Ancak ne yazık ki düşük maliyet, ev yapımı köpek mamasının avantajlarından birisi değildir. İşte ev yapımı köpek maması hakkında bilmeniz ve köpeğinize ticari mamayı bıraktırmadan önce dikkat etmeniz gerekenler. Ev Yapımı Köpek Maması Sağlıklı mı? Gerçek Gıda Ev yapımı köpek maması için, sizin de yiyebileceğiniz gıda malzemelerini seçersiniz. Ayrıca, bu malzemelerin nereden temin edildiği konusunda da kontrole sahip olursunuz. Bu nedenle toksin bulunup toplatılan mamaları takip etmenize ve mamaların nasıl nasıl hazırlandığı konusunda çok fazla endişelenmenize gerek kalmaz. Minimum İşlenmiş Gıda Malzemeler, sizin pişirme tercihlerinize veya köpeğinizin damak zevkine uyacak şekilde, buharda pişirilmiş, haşlanmış, fırınlanmış, ızgara vb. şekilde birçok şekilde sunulabilir. Mutfağınızda kullanacağınız pişirme yöntemlerinin hiçbiri, kuru mama üretimi sırasındaki besin kaybına veya toksin riskine neden olmayacaktır. Bu büyük gerçek size Genel sağlığında iyileşme Cilt sağlığında düzelme Tüy dökülmesinde azalma Ağız kokusunun -mevcut bir diş sorunu yoksa- tamamen yok olması ile yansıyacaktır. Çeşitli Taze Malzemeler  Köpeğinize her gün aynı işlenmiş mamayı sunmak yerine, on günde bir yapacağınız mamanıza mevsim sebzeleri ile farklı tatlar kazandırabilirsiniz. Kişiye Özel Tarifler Ev yapımı köpek maması pişirmenin, hazır mamayla beslemeye göre en büyük avantajı, köpeğinizin yaşına, vücut ağırlığına ve sağlık sorunlarına uygun kalori ve besinleri sağlayacak şekilde diyetin kişiselleştirilebilmesidir. Köpeğinizin kilo kontrolü, gıda alerjileri veya seçici damak zevkleri gibi özel ihtiyaçlarını karşılamak için taze gıda bileşenlerinin bir kombinasyonunu seçebilirsiniz. Ancak, köpeğiniz için ev yapımı bir diyet oluşturmak kolay gibi görünse de, ev yapımı köpek maması pişirmek, protein ve sebze sağlamaktan biraz daha karmaşıktır. Yüksek Besin Emilimi ve Sindirim Kolaylığı Ev yapımı mamaya geçtikten sonra fark edeceğiniz en büyük değişimlerden birisi dışkı miktarındaki azalma olacaktır. Köpeğiniz elbette her zamanki sayıda dışkı yapacak ama yediklerinin büyük kısmı vücut tarafından kullanılabildiği için dışkı boyutu küçülecektir. Ev Yapımı Köpek Mamasına Geçmeden Önce Bilmeniz Gerekenler Bu seçimin sizin ve hayatınızdaki patili birey için doğru olduğundan emin olmak için aşağıdaki noktaları dikkatlice göz önünde bulundurun: Besinsel Olarak Dengeli Bir Diyet Sağlamalısınız Köpeklerimizin beslenme ihtiyaçları bizimkilerden farklıdır. Bu nedenle köpeğinizin sağlığını en iyi şekilde iyileştirmek için ihtiyaç duyduğu uygun besinleri içeren dengeli bir diyet sağlamak önemlidir. Güvenilir Bir Tarif Kaynağı Bulmanız Gerekir Kullandığınız tarifin köpeğinizin beslenme ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dengeli olduğundan emin olmalısınız. Tarifle Uymalı ya da Yapmak İstediğiniz Değişikliklerle İlgili Tarif Kaynağına Danışmalısınız Köpeğiniz için besin açısından dengeli bir tarif oluşturduğunuzda, malzeme türlerinden malzemelerin ölçülmesine ve kullanılan pişirme yöntemlerine kadar bu tarife tam olarak uymanız gerekir. Pişirme yöntemleri önemlidir çünkü buharda pişirme, fırında pişirme veya haşlama yöntemleri gıdanın besin içeriğini değiştirebilir ve bu da dengeli bir diyete katkıda bulunur. Üzerine tavuk eklemek veya tarifte dana eti yerine tavuk kullanmak gibi malzemeler eklemek veya değiştirmek, diyetin dengesini bozar ve bir veya birden fazla besin öğesinin çok fazla veya yetersiz alınmasına neden olarak risk oluşturur. Tarifte belirtilmeyen bir alternatifi uygulamak istediğinizde tarifin kaynağına ya da veteriner hekiminize bu ikamenin yeterli olup olmadığını sormalısınız. Güvenli, Yüksek Kaliteli İçerikler Kullanmalısınız Kendiniz için satın alacağınızla aynı kalitedeki malzemeleri satın almalısınız. Kaynağın da farkında olmalısınız. Örneğin, çevrimiçi satın alınan malzemeler farklı üreticilerden veya yerlerden gelebilir ve bu da ürünün kalitesini değiştirebilir. Köpeğinizin maması için malzemeleri nereden aldığınız konusunda mümkün olduğunca tutarlı olun. Ev Yapımı Köpek Maması Yapmak Büyük Bir Zaman Taahhüdü Kendiniz ve aileniz için sağlıklı bir yemek hazırlamaya zaman bulmak çoğu zaman zordur, köpeğinizin öğünlerini sıfırdan hazırlamak ise hiç kolay değildir. On günlük yemek hazırlamak ve buzlukta muhafaza edip sonraki günün öğünleri bir önceki günün son öğününde buzdolabına almak faydalı olabilir. Yemekleri Dengelemek İçin Köpek Takviyeleri Kullanmanız Gerekir  Özellikle vitamin ve mineraller açısından öğünlerin dengeli olmasını sağlamak için ev yapımı köpek mamasına takviye edici gıdalar eklemeniz gerekebilir. Kuru mamalarda da yer alan bu takviye edici gıdaların da tarifinize dahil olduğundan emin olun. Ev Yapmı Köpek Maması Çoğu Zaman Daha Düşük Maliyetli Değildir Ev yapımı köpek maması hem sağlıklı hem de ekonomik değildir. Genelde hiçbir şey hem sağlıklı hem de ekonomik değildir. Bu nedenle ev yapımı köpek mamasına geçme motivasyonunuz sadece köpeğinizin daha sağlıklı olması ve yaşam kalitesinin yükselmesi olabilir. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Toksoplazma, Kediler, Su ve Hamilelik

    Toksoplazma olarak bilinen Toksoplazma Gondii, bir parazit tir. Parazit yeni bir konakçı bulduğunda, üreme döngüsü devam eder ve enfeksiyona neden olur. Normal sağlık durumunuzdaysanız, bağışıklık sisteminiz parazitleri kontrol altında tutar. Vücudunuzda kalırlar ancak aktif değillerdir. Bu genellikle size ömür boyu bağışıklık sağlar. Parazite tekrar maruz kalırsanız, bağışıklık sisteminiz onu temizler. Bağışıklık sisteminiz ilerleyen yaşlarda zayıflarsa , parazit üremesi tekrar başlayabilir. Bu, ciddi hastalıklara ve komplikasyonlara yol açabilen yeni bir aktif enfeksiyona neden olur. Toksoplazma Nereden Bulaşabilir? İnsanlar toksoplazma enfeksiyonunu genellikle aşağıdaki yollardan biriyle kaparlar: Toksoplazmaya Maruz Kalmış Kedi Dışkısı: Avlanan veya çiğ etle beslenen kedilerin toksoplazma parazitlerini taşıma olasılığı daha yüksektir. Kedi dışkısıyla temas etmiş herhangi bir şeye dokunduktan sonra ağzınıza dokunursanız enfekte olabilirsiniz. Bu, bahçede ya da açık alanda toprakla temasınızda veya kedi kumunu temizlediğinizde olabilir. Kirlenmiş Yiyecek veya Su: Az pişmiş sığır eti, yumurta, kuzu eti, tavuk ve kabuklu deniz ürünleri bu parazitin bilinen taşıyıcılarıdır. Pastörize edilmemiş süt ve işlenmemiş içme suyu da taşıyıcı olabilir. Yıkanmamış Meyve ve Sebzeler: Meyve ve sebzelerin yüzeyinde parazit olabilir. Kirlenmiş Mutfak Aleti: Parazitler, çiğ et veya yıkanmamış meyve ve sebzelerle temas eden kesme tahtaları, bıçaklar ve diğer mutfak eşyalarında bulunabilir. Enfekte Kan: Nadiren, toksoplazma parazitleri organ nakli veya kan nakli yoluyla geçer. Kedimi Evimizden Atmalı Mıyım? Su İçmeyi Bırakmalı Mıyım? Toksoplazma, her ne kadar bu ihtimal düşük olsa da, kedi dışkısından suya kadar -yukarıda da belirttiğimiz- birçok faktörle bulaşabilir. Peki, sizi ve bebeğinizi toksoplazmadan korumak için kedinizi terk etmeniz mi gerekiyor? Cevap, elbette ki hayır . Toksoplazma, çoğunlukla çiğ veya az pişmiş enfekte et yemekten kaynaklanan bir parazit enfeksiyonudur; fakat parazit aynı zamanda yıkanmamış bozuk ürün yediğinizde, pis su içtiğinizde veya pis toprak, kedi kumu veya ete dokunduktan sonra elinizi ağzınıza, burnunuza ya da gözlerine değirdiğinizde de geçebilir. Nedenlerden sadece bir tanesi de kedi dışkısıyla temas edilmesidir ve bu durum önlenebilir. Ancak bir hayvanın o özel sevgisinden, onu da inciterek kurtulmak ne yazık ki tüm yılların en dayanaksız ve yaygın önerisi olarak etrafımızda dolaşır. Amerikan Hükümeti'nin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'ne göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğan tüm bebeklerin sadece %1'inin toksoplazmoz enfeksiyonu kaptığı öngörülüyor. Ancak daha da önemlisi sadece hamilesiniz diye kedinizi evinden göndermeniz gerekmez. Hamilelikte Toksoplazma Bulaşmasını Nasıl Engelleyebilirim? Kedi tuvaletinin temizliğini ailede bir başkasına yaptırmalısınız. Kedi kumu kabının günlük olarak, kedi sayınıza bağlı olarak gerekirse günde 2 defa, temizlenmesini sağlamalısınız. Toksoplazmoza neden olan parazit aylarca kedi kumu içinde yaşayabilir, bu nedenle kuma dair çöpleri evinizin dışındaki çöpe atınız. Kedi kumu kabını temizleyen kişinin eldiven kullanmasına ve sonrasında ellerini yıkamasına dikkat ediniz. Kedinize az pişmiş veya çiğ et vermekten kaçınınız. Kediniz evinizden dışarıya çıkıp gelmeyi seviyorsa bu süreç boyunca çıkmasını engelleyiniz. Enfeksiyonu az pişmiş et ve yumurta yiyerek kapma olasılığınızın, kedinizden kapma olasılığınızdan yüksek olduğunu unutmayınız. Bu, sağlık uzmanlarının hamilelik sırasında hamile kadınlara çiğ yumurta, pastörize edilmemiş süt ürünleri ve salam gibi tütsülenmiş veya tuzda terbiye edilmiş etlerden uzak durmalarını tavsiye etmelerinin nedenlerinden sadece bir tanesidir. Benzer olarak, çeşme suyu içmeyiniz. 5 dakikadan daha uzun süre kaynamayacak bir gıda ya da içeceğin içine çeşme suyu eklemeyiniz. Bir bütün olarak ele alındığında, korkunun sizi hayatınızdaki patili bireyden uzaklaştırmasına izin vermemeniz gerekir. Bu enfeksiyon riski, özellikle de doğru bilgilere sahipseniz ve dikkatli bir şekilde önlem alırsanız, çok düşüktür. Hamileliğinizden önce ve hamilelik sırasında kedinize dikkat etmeniz gerekse bile kediniz ile yaşamanızda sorun yoktur. Tıpkı su içmenizde sorun olmadığı gibi. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 5 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Köpeklerde Boğaz Ağrısı İçin 4 Pratik Çözüm

    Tıpkı insanlar gibi köpeklerde de boğaz ağrısı görülebilir ve yine tıpkı insanlar gibi köpekler de bu durumdan oldukça rahatsız olurlar. Köpeklerin boğaz ağrıları genellikle geçici br rahatsızlık yaratsa da, basit yöntemlerle bu sorundan kurtulmalarını sağlayabilirsiniz. Çünkü biraz farkındalık, biraz şefkat, biraz da sevgiye, doğru çözümü ekleyerek düzeltilemeyecek çok az şey vardır. Köpeklerde Boğaz Ağrısı Sebepleri Bademcik iltihabı Kennel Cough (Barınak Hastalığı) Streptokokal farenjit Solunum yolu enfeksiyonu Aşındırıcı bir cisim yutmak Çok fazla havlamak Ağızda kronik hastalık Boyun tasması kullanmak Bademcik İltihabı (Tonsilitin) Bademcik iltihabı, boğazın arkasında bulunan küçük doku kitleleri olan bademciklerin iltihaplanması anlamına gelir. Tıpkı insanlar gibi köpeklerin de bademcikleri vardır ve bunlar enfekte olabilir veya iltihaplanabilir. Bu durumda yutkunmak acı verici bir görev haline getirir. Köpeklerde tonsilitin nedenleri arasında bakteriyel ve viral enfeksiyonlar ile kronik kusma yer alır. Streptokokal Farenjit Streptococcus bakterisinin neden olduğu bir enfeksiyondur. Bir köpek boğaz enfeksiyonuna yakalandığında bakteri, boğazının arkasını enfekte ederek iltihaplanmaya ve rahatsızlığa yol açar. Köpekler bu durumda öksürebilir, normalden daha fazla salya akıtabilir veya yutarken acı çektiği için yemek yemekten keyif almayabilir ya da yemeyi reddedebilir. Barınak Hastalığı ( Kennel Cough) Barınak hastalığı köpeklerde yaygın görülen bir solunum yolu hastalığıdır. Köpeklere, barınak hastalığı yalnızca barınaklardan bulaşmaz. Parklar, köpek bakımevleri hatta günlük yürüyüşler bile potansiyel enfeksiyon kaynaklarıdır. Hastalığın isminin barınak hastalığı olmasının nedeni, hastalığın çok hızlı bulaşabilmesidir. Böylece barınaklar gibi yoğun nüfuslu alanlarda bu hastalık görüldüğünde tedaviyi tamamlamak oldukça yüksek bir çaba gerektirmektedir. Barınak hastalığı olan köpekler genellikle boğazlarına bir şey takılmış gibi kuru, kesik kesik bir öksürük sergilerler. Bu öksürük bazen öğürmelerine veya kusmalarına neden olacak kadar güçlüdür. Bu enfeksiyona genellikle boğaz ağrısı eşlik eder. Belirgin öksürüğün yanı sıra  burun akıntısı , hapşırık ve bazı durumlarda hafif ateş de diğer belirtiler arasındadır. Solunum Yolu Enfeksiyonları Köpeklerde solunum yolu enfeksiyonlarına farklı virüsler ve bakteriler neden olabilir. Köpekler bu mikroplardan birini kaptıklarında öksürmeye, hapşırmaya veya burun akıntısı yaşamaya başlarlar. Bir köpeğin solunum yolu enfeksiyonu olduğunda enerji seviyeleri de düşer. Daha az oyuncu görünebilir veya normalden daha fazla dinlenmek isteyebilirler. Yemek yemeyi reddetmek de dikkat edilmesi gereken bir diğer işarettir; çünkü boğaz ağrısı, yiyecekleri yutmayı zorlaştırır. Aşındırıcı Bir Cisim Yutmak Köpekler çubuk, kemik parçası, oyuncak gibi yabancı bir nesne yuttuğunda, boğazının iç kısmını çizebilir veya yaralayabilirler. Her yutkunulduğunda ağrı veya rahatsızlık hissedilen bu durum, yemek yemeyi veya içmeyi zorlu bir görev haline getirebilir. Aşındırıcı bir cisim yutan bir köpek öksürme, boğazını temizlemeye çalışma veya yemeyi reddetme gibi belirtiler gösterecektir. Ayrıca normalden daha fazla salya akıtabilir veya rahat bir pozisyon bulmakta zorlandığı için huzursuz görünebilir. Çok Fazla Havlamak Köpeklerinin boğazının fazla havlamadan sonra ağrıması mümkündür. Bunu anlamanın bir yolu, farklı bir havlama sesi duymaktır - özellikle, köpeğinizin havlamasının tonunda fark edilir bir boğukluk- Ağızda Kronik Hastalık Bu durum genellikle dişlerde oluşan tartar birikiminden veya periodontal hastalıkla tıpkı (insanlarda olduğu gibi dişlerde tartar birikmesinden ya da yetersiz ağız hijyeninden kaynaklanır) birlikte gelen bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanır . Boyun Tasması Kullanmak Oldukça ilkel olan boyun tasmaları öksürükten omurga zedelenmesine kadar geçici ya da kalıcı birçok soruna sebep olmaktadır. Boyun tasması kullanmanın köpeklerin eğitimi için gerekli olduğuna inanılması da bunu kanıtlamaktadır. Bir köpeğin omurgasının zedelenmesinden ya da boyun ağrısından kaçınma isteğini, onu "eğitmek" için kullanmak, tartışmaya açık olan ilkelliklerden değildir. Boyun tasmaları köpeğin boğazına baskı yaparak tahrişe neden olur. Tasmayı çekmek, yürüyüşler sırasında veya sonrasında öksürmeye, öğürmeye veya boğulma sesleri çıkarmaya yol açabilir. Bu sorunu önlemek için baskıyı boğaza odaklamak yerine, köpeğin göğsü ve sırtı boyunca dağıtan bir göğüs tasması (tercihen vücuda değen iç bölümü yumuşak ve kenarları tahriş etmeyecek şekilde) kullanınız. Köpeklerde Boğaz Ağrısı Belirtileri Geceleri artabilen kuru öksürük Köpüklü beyaz mukusla kaplı olabilen kırmızı yutak Boğazın dış kısmına dokunulduğunda hafif şişlik hissi Kusma Salya akıtmak  Boğazda nefes almayı zorlaştıracak olası apseler  İştah normalken ağrı nedeniyle daha yavaş yemek yeme Ateş Şişmiş diş etleri Kötü nefes Hapşırma Keskin bir cisim yuttuysa kanlı akıntı Halsizlik NOT: Bu belirtilerin hepsi görülebileceği birkaçı da görülebilir. Benzer belirtiler başka hastalıklarla da ortaktır. Lütfen, sorunun sadece boğaz ağrısı olduğundan emin olmak için güvenilir ve alanında uzman bir hekimden randevu alınız. Köpeklerde Boğaz Ağrısının Pratik Çözümleri Adaçayı: Kurutulmuş adaçayı yapraklarını demleyin. Ilıması için bekleyin. Evde hazırladığınız köpek mamasına (sadece adaçayı içmesi için birkaç malzemeye indirgeyeceğiniz bir tarif uygulayabileceğiniz gibi ücretsiz ev yapımı köpek maması tarifi mizi de inceleyebilirsiniz) ekleyiniz. Bu karışıma kekik de ekleyebilirsiniz. Ayrıca çayı cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek için topikal olarak da kullanabilirsiniz. 10 Kg ve Altındaki Köpeklere: Günde bir tutam ila 1/4 çay kaşığı 10-25 Kg Köpeklere: Günde 1/4 ila 1/2 çay kaşığı 25-40 Kg Köpeklere: Günde 1/2 ila 1 çay kaşığı 40 Kg Üzeri Köpeklere: Günde 1 ila 1,5 çay kaşığı Kekik Kekik, ağız ve boğaz için antiseptik görevi gören timol içerir. Ayrıca köpeklerde diş eti iltihabını önler. Kekik ayrıca enfeksiyonu önleyen ve kancalı kurtlar ile diğer parazitlerin atılmasına yardımcı olan antimikrobiyal, antiviral ve antifungal özelliklere sahiptir. Köpeğin büyüklüğüne bağlı olarak mamasına 1/4 ila 1 çay kaşığı taze kekik ekleyebilirsiniz. Not : Kekik kan pıhtılaşmasını yavaşlatabilir. Bu nedenle yaralı köpeklere, yeni ameliyat geçirmiş veya ameliyat olması planlanan köpeklere vermeyiniz. Taze Sarımsak Sarımsağın, köpeklerin boğaz ağrısını yatıştırmaya yardımcı olacak, etkileyici antimikrobiyal özellikleri vardır ve genel yanılgının aksine sarımsak köpekler için yararlıdır. 2 - 4 Kg Köpeklere :  1/6 Çay Kaşığı 5 - 7 Kg Köpeklere :   1/3 Çay Kaşığı 7-8 Kg Köpeklere :  Yarım Çay Kaşığı 9 - 13 Kg Köpeklere :  2/3 Çay Kaşığı 14 Kilo ve üzeri köpeklere :  1 Çay Kaşığı sarımsak verilebilir. Hindistan Cevizi Yağı Hindistan cevaizi yağının iltihap giderici özelliği, boğaz ağrısının altında yatan nedeni ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır. Her gün 5 kg vücut ağırlığı için 2 çay kaşığı verebilirsiniz. Not: Yağları etkili bir şekilde parçalayıp emmede zorluk çeken pankreatitli köpeklere vermeyiniz. Aspir Yağı Köpeğinizin yemeğine her 5 kg için 2 çay kaşığı olacak şekilde aspir yağı eklemek aynı anda hem enfeksiyonla hem de ağrıyla mücadele etmesini destekleyecektir. Spirulina Spirulina güçlü antiinflamatuar etkisiyle ağız sağlığını desteklerken, mevcut enfeksiyonlarla savaşmaya da yardımcı olacaktır. Normalde yemeğine eklenerek verilmesi, ağız sağlığı için değerli bir destektir. Mevcut enfeksiyon durumunda iğnesiz şırınga, kaşık ya da damlalık yardımıyla, su ile karıştırılmış Spirulina vermek çok daha etkilidir. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynaklar ve Referanslar 1 2 3 4 5 6 7 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş̧ tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Acaba Biraz Stresli Mi? - Kedilerde Stres

    Mutlu, huzurlu ve sağlıklı olması için elinizden gelen her şeyi yaptığınız kediniz acaba biraz stresli mi? Kedilerde stres nedir? Belirtileri nelerdir? Hadi birlikte bakalım! Stres Nedir? Stres, çevresel değişimlerin, bireyin uyum sağlama kapasitesini aştığı, özellikle öngörülemezlik ve kontrol edilemezliği içeren durumlarla sınırlandırılabilir. Strese karşı verilen davranışsal tepkiler (SB) ise aslında, bireyin hayatta kalmasına yardımcı olan evrimsel bir adaptif yanıttır. Yani birey stresin kaynağına uyum sağlamaya çalışırken davranışsal ve bedensel değişimler geçirmektedir. Zamanında müdahale edilmemiş fazla stres, kedinizin zihinsel ve fiziksel sağlığında uzun vadeli sorunlara yol açabilir. Kedilerde Stresin Nedenleri: 1. Öngörülemezlik Yapılan çalışmalar kedilerde strese neden olan en büyük etmenin “öngörülemezlik” olduğunu göstermektedir. Kediler günlük hayatlarını öngörebilmek isterler. Bunun anlamı ana yemeklerini ve sularını gün içinde nerede ve ne kadar bulacaklarından, nerede uyurlarsa rahatsız edilmeyeceklerinden, hangi durumlarda hangi tepkilerle karşılaşacaklarından, evde kimlerin ne zaman var olacağından, hangi eşyaların nerede bulunduğundan ve bulunacağından emin olmalarına dair istikrar ihtiyaçlarıdır. Sizin için sadece, “yeri bir metre değişmiş bir koltuk” onun için, “bir tehdit algılandığında geri çekilecek bir saklanma alanına erişim sağlayabileceğine asla emin olamayacağı bir ortamda yaşamak”tır. Kedilerdeki en büyük stres kaynağı olan öngörülemezlik unsuruna neden olan durumlardan bazıları: Evde yeni bir birey Güvenli alan bulma sorunu Taşınma, tadilat veya sayıca fazla eşya değişiklikleri Evin kokusunun değişimi Gök gürültüleri, havai fişekler Sık veteriner ziyaretleri Pansiyonda kalmaları durumu Eve sık sık farklı insanların gelmesi İstemedikleri zamanlarda okşanma Uyurlarken uyandırılma Eğer sık sık misafirinizin gelmesi, taşınmalar, eşya değişiklikleri hayatınızın bir parçasıysa kedinizin bebekliğinden itibaren mizacını buna göre şekillendirmeniz gerekmektedir. Çünkü kedilerdeki stres tepkisi büyük ölçüde patili bireyin mizacına bağlıdır. Kedinin dengeli bir mizaç geliştirmesine katkıda bulunan yetiştirme ve yetiştirme stratejileri de bu nedenle oldukça faydalıdır. Aynı zamanda evi yeni bir bireyin yerleşecek olduğu durumlarda, bu bireyin insan ya da patili birey olması durumuna bağlı olarak gerekli stratejileri uygulayarak ilerlemek oldukça önemlidir. Özetle kedilerde strese neden olan öngörülemezlik durumu, aslında, kolaylıkla yönetilebilecek ve strese neden olmaksızın atlatılabilecekler unsurlardan kaynaklanmaktadır. İnsan-Kedi Bağının Zayıf Olması: Çoğu durumda, zayıf bir insan-kedi bağı ya uygunsuz sosyalleşmenin ya da ceza kullanmak gibi yetersiz davranışların bir sonucudur. Kedi davranışları hakkında bilgi eksikliği olan kişiler için bu sorunu yaşamak en olası senaryodur. İnsanların, kedi davranışına tepkilerindeki tutarsızlık, yine öngörülemezliğe bağlanarak kronik strese neden olabilir. Eksik Beslenme: Tıpkı insanlarda olduğu gibi kedilerde de: Yeterli vitamin alımı, Esansiyel aminoasitler yönünden yeterli beslenme, Toksinlerden, kimyasallardan, aromalardan arınmış gıdalar tercih etme, Antioksidan yönünden zengin beslenme L-triptofan alımı gibi unsurlar stresin varlığını ortadan kaldırmak ya da oluşumunu önlemek açısından büyük önem taşır. Kısırlaştırılmamış Olması: Kısırlaştırma yapılmaması kedilerde sağlık sorunlarına neden olan strese ek rahim iltihaplanmasına (Pyometra), rahim tümör ve kistlerine (Kistik Endometrial Hiperplazi), yumurtalık kistlerine (Polikistik Ovarium) de neden olmaktadır. Kedilerde Stres Belirtileri: Kediler hastalıklarını saklamakta ustadırlar. Ama streslerini saklamak onlar için hiç kolay değildir. Hayatınızdaki bu muhteşem patili birey: Sizinle etkileşim kurmaktan kaçınıyorsa, Eskisinden daha kolay sinirleniyor ya da tam içine kapanıyor ve tepkisiz kalıyorsa, Sık sık kambur duruyorsa, Sırtı seğiriyorsa, Sık sık saklanıyorsa, Sık sık kusuyorsa Etrafı büyümüş göz bebekleriyle izliyorsa, Sık sık dudaklarını yalıyor ve yutkunuyorsa, İdrarını kum kabına yapmayı reddediyorsa Ölü tırnakları temizlemek için yaptığı tırmalamalar arttıysa endişelendiği bazı konular var demektir. NOT: Kum kabını kullanmayı reddetmenin bir diğer nedeni kum kabının düzenli temizlenmemesi olabilir. Kum kabını temiz tutmanın kedilerde eve idrar yapma sorununu çözmeye yardım edebileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Kedilerde Stresin Neden Olduğu Fiziksel Sorunlar: İdrar yolu sorunları Bağırsak ve sindirim problemleri (yumuşak dışkı, ishal veya kabızlık) Gastrointestinal sorunların oluşmasına bağlı kusma Cilt sorunları (Çene aknesi başta olmak üzere) Bağışıklık tepkisinde düşüş. Kedi herpes virüsünün yeniden aktivasyonu Üst solunum yolu enfeksiyonlara yaklaşık beş kat daha yatkın olunması Kedi idiyopatik sistiti (FIC) ve devamında idrarını kumuna yapmama davranışı. Kedilerde Stresin Neden Olduğu Davranışsal Sorunlar: İştahta azalma, seçicilik ya da nadiren iştahta aşırı artış. Kişisel bakıma ayırdığı sürenin kompulsiyon derecesinde artması ya da nadiren çok azalması. Fiziksel aktivite ve oyunculuğun azalması. Merak güdüsünün azalması. Göz teması kurmada azalma. Sizinle geçirdiği zamanda azalma. Uyuma süresinde azalma. Aniden bağırmaya başlama. Saklanma tutumu. İdrar püskürtme ya da kumu dışında idrar yapma davranışında artma. Saldırgan davranışlarda artış Zorlayıcı davranışlar (Obsesyon) Kedilerde Stresin Ortadan Kaldırılması İçin Yapılması Gerekenler: 1. Kedinizin kendisini rahat hissettiği ve tüm önemli kaynaklara sahip olduğu güvenli bir ev ortamı sağlayın. 2. Onunla her gün oyun oynamayı ihmal etmeyin. Kediler doğal hayatlarında, zamanlarının büyük bir kısmını yiyecek aramakla geçirdiklerinden, sevdiği bir yiyeceği bulma oyunları oynayabilir. Herhangi bir oyundan sonra sevdiği bir yiyecek vererek avlanma hissini yaşatabilirsiniz. 3. Bir avı yeterince yakalamış olmak, heyecanı törpüler. Bu nedenle oyuncakları düzenli aralıklarla değiştirilmelidir. Kedilerin hayal gücü oldukça geniştir. Bu nedenle bir kâğıt parçası ile yapacağınız bir oyuncağı bir örtünün altına saklayıp kıpırdatmak bile onun için heyecan verici yeni bir deneyim oluşturabilir. 4. Kediler dikey alanı bir izleme ve saklanma alanı olarak kullandıklarından, dikey veya üç boyutlu bir alan (örn. raflar, kedi ağaçları veya platformlar) sağlayabilirsiniz. Vücuduna uygun bir ahşabı, kayıp düşmemesi için bir kumaşla kaplayıp zıplayabileceği bir yükseklik seçerek duvara monte etmeniz bile onun için önemli olacaktır. 5. Yapılan bazı araştırmalar saklanma yeri sağlamanın kedilerde stresi azalttığını göstermektedir. Saklandığında fark etmemiş gibi yapmanız ve sizi korkuttuğunda bir adım geriye kaçmanız bu alanın saklanmaya uygun olduğu konusunda emin olmasını sağlayacak ve hayal gücünü tetikleyen bir stres anı yaşadığında gidebileceği bu yerde güvende hissedecektir. Bu bölgeleri genellikle kendileri seçerler ancak siz de mevcut bölgeyi, onun orada olmadığı sırada, daha konforlu bir hale getirebilirsiniz. Örneğin; perdenin olduğu bölgede belli bir yerde durma alışkanlığı varsa burada içinde yastık olan üstü kapalı bir kutu bulundurabilirsiniz. 6. Kum kabı, dinlenme alanı ve mama alanı farklı bölümlerde olmalıdır. Kediler sık sık ama az yemek yerler. Yedikten sonra bu yemeği tekrar görmek istemezler. Belki kedinizin iştahla yediği bir yemeği yarıda bırakıp gömmeye çalıştığı bir sahne hatırlıyorsunuzdur. Bunun nedeni bu yemek için ayırdığı zamanın sona ermesidir. Artık oyun ya da uyku zamanıdır. Bunun için gideceği yer, tam da bu nedenle farklı olmalıdır. Kumları ise bir daha asla karşılaşmak istemedikleri maddeler içermektedir. Bu nedenle onu ne yemek yerken ne oyun oynarken ne de uyurken görmek isterler. Bir dahaki tuvalet ihtiyaçlarında, bir önceki eserlerini görmek dahi onlar için hoş olmayan bir deneyimdir. 7. Kedilerin tırmalamak için güçlü bir motivasyona sahiptir. Bu nedenle, tırmalama alanları sağlamak önemli bir yaşam kalitesi zenginleştirme unsurudur. Tırnaklarının her zaman kaçışa hazır olması gerekir. Kaçış sırasında tırmanacağını hayal eder ve soyulan ön tırnak aniden koparsa onun düşmesine neden olacaktır. Bu nedenle tırmalayarak, soyulan ya da soyulmaya yatkın parçaları vücudundan uzaklaştırdığına sık sık emin olmalıdır. 8. Stres ve mizacın birbiriyle yakından ilişkilidir. Yavru kedilerin hassas dönemlerde yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde karşılaşabilecekleri tüm uyaranlarla temas halinde olmaları çok önemlidir; aksi takdirde, korku gibi olumsuz bir duygusal durumla veya saldırganlık gibi uygunsuz bir davranışla tepki vermeleri muhtemeldir. Örneğin, elektrikli süpürge kullanırken, her seferinde süpürgeyi çalışır halde bırakıp kedinizle oyun oynar ve bu sesi onun için normalleştirmeye başlarsanız, büyüdüğünde bu onu korkutmayacaktır. Sık sık seyahat edeceği bir hayatı olacaksa seyahatleri onun için eğlenceli hale getirdiğiniz kısa kısa seyahatler içeren bir bebeklik ve çocukluk yaşatmanız gerekecektir. 9. Seyahate alıştırdığınız bir kedinin bile sevmeyeceği o yer: Veteriner Klinikleri. Veteriner ziyaretlerinizi daha etkin kullanmanız bu nedenle önemlidir. Unutmayın, bu onun için asla keyifli olmayacak ve varsa, mevcut hastalığı, bu stresten de etkileniyor olacak. Bu nedenle ziyaretinizden önce veteriner hekiminize ön bilgi verin, aldığınız bilgiye göre ön bilgi edinin ve ziyaretinizi olabildiğince kısa tutun. 10. Her gün serum ya da enjeksiyon tedavisi gereken durumlarda, veteriner hekiminiz klinikte yatışı şart olarak sunmadı ise, eve götürüp tedaviye her gün getirmenin sizin için zor olduğu noktada bile, orada kalmanın onun için çok daha zor ve iyileşmesi için zorlayıcı olduğunu unutmayın. Veteriner hekim gözetiminin şart olmadığının belirtildiği durumlarda evinize götürmenin önemini unutmayın. 11. Sahipler tarafından ceza verilmesinden önemle tamamen kaçınılmalıdır. Kontrolcü ve hayalci bir birey için en büyük dehşet, en yakınına bile güvenemeyecek olma hissidir. Elbette sınırlarını belirleyin. Ancak bunu, onu cezalandırarak yapmanız hem aranızdaki bağı zayıflatacak hem de onun yaşam kalitesini düşürecektir. 12. Tıpkı insanlarda olduğu, elbette beslenme bu en büyük koruyucu ve yardımcı. Beslenme ile vücuda, stresle baş etmesini sağlayacak gücü vermek önemlidir. Olabildiğince doğal kaynaklar kullanarak, zorunlu olarak sunduğunuz kimyasal içerikli (mamalarda yer alan koruyucu ve aromalar gibi) ürünlerin verdiği hasarı telafi etmeli ve doğal l-triptofan kaynaklarıyla destekleyerek vücudunun ihtiyacı olan serotonin ve melatonini salgılamasını desteklemelisiniz. Böylece stresle baş etmekte ve uyku düzenini sağlamakta büyük bir destek daha verebilirsiniz. Spirulina C ve Spirulina C Maxi ’nin tüm bu özellikleriyle, günde sadece 1 gramı ile verdiği büyük destekler kanıtlanmıştır . Spirulina C ve Spirulina C Maxi günlük l-triptofan ihtiyacının tamamını karşılar ve strese karşı ilk ve büyük savunmasını sağlar. İçerdiği onlarca besin ögesi ile günlük diyetini tamamlar. İçerdiği güçlü antioksidanlarla bağışıklık tepkisini güçlendirir. Yapılan çalışmalar, doğal yapısında içerdiği antioksidanların, doğal yapısında içerdiği l-triptofanın etkisini güçlendirdiğini kanıtlamıştır. Daha detaylı bilgi için “ Patili Bireyler ve Spirulina ” sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş̧ tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Beyin Sisi Sendromu

    Beyin Sisi Nedir? Genellikle bulutlu bir duygu, “orada değilmiş gibi hissetmek”, “rüyadaymış hissi” olarak tanımlanan beyin sisi, oldukça sinir bozucu olabilir. Ancak iyileşme mümkündür. Belirtilerinizi görmezden gelmemek ise önemlidir. Çünkü beyin sisi tedavi edilmezse yaşam kalitenizi etkiler ve parkinson, hafıza kaybı, alzheimer, obezite, anormal adet görme ve şeker hastalığı gibi başka sorunlara ya da önemli hastalıklara yol açabilir. Beyin Sisi Nedenleri Beyin Sisi Sebepleri Nelerdir? Beyin sisi; dalgınlık, kafa karışıklığı, unutkanlık, odaklanma ve zihinsel netlik eksikliği ile karakterizedir. Bunun nedeni aşırı çalışma, mobbinge maruz kalma, uykusuzluk, stres, sağlıklı beslenme eksikliği, bilgisayarda çok fazla zaman geçirme olabilir. Beyin sisinin sebebi, hücresel düzeyde iltihaplanma ve ruh halinizi, enerjinizi ve odaklanmanızı belirleyen hormonlardaki değişikliklerdir. Tipik olarak hormonal dengesizliklere neden olan ve stresle şiddetlenen bir yaşam tarzına dayansa da beyin sisi birden çok faktöre bağlı olabilir. Elektromanyetik radyasyon: Bilgisayar, cep telefonu ve tabletlerin uzun süre kullanımından kaynaklanabilir. Stres: Gelecek kaygısı, mobbinge maruz kalma gibi faktörler beyne giden kan akışını azaltır ve hafızanın zayıflamasına neden olur Düzensiz Uyku Beslenme Eksiklikleri: Amino asitler, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar yönünden zayıf bir beslenme tarzından kaynaklanabilir ve bu noktada düzensiz uykuya da bağlanıyor olabilir. Örneğin Pitho Spirulina gibi l-triptofan yönünden zengin gıdalar, vücudun melatonin salgılamasını sağlayarak uyku düzenini de desteklemektedir. Toksinler: Havada, suda ve besinlerde bulunan kimyasal maddeler ve ilaçlardan kaynaklanabilir. Beyin Sisi Nasıl Geçer? Beyin sisi tedavisi, beyin sisinin nedenine bağlıdır. Ancak genel olarak yaşam tarzı değişiklileri gereklidir. Beyin Sisi Tedavisi 1. Bilgisayar ve cep telefonunda daha az zaman harcayın - Kendinize, ara vermeyi ve o ana odaklanmayı hatırlatın. 2. Stres faktörünüzü ortadan kaldıramıyorsanız bakış açınızı değiştirmeye ya da l-triptofan yönünden zengin gıdalarla beslenerek serotonin ve melatonin hormonu salgılamanızı desteklemeye çalışın. 3. Diyetinizi değiştirin. Vitamin, mineral, antioksidan ve aminoasitler yönünden zengin gıdalarla beslenin. 4. Satın aldığınız gıdaların güvenilir olmasına dikkat edin. Yetişme koşullarına olabildiğince hakim olabildiğiniz toksinlerden arınmış gıdaları tercih edin. 5. Gerçekten ihtiyacınız olmaksızın , doktorunuz tarafından belirtilmeden ilaç kullanmaktan kaçının. Örneğin kas ağrılarınız için kas gevşetici kullanmaktan önceki seçeneğiniz egzersiz yapmak, stres durumunda anti-depresanlardan önceki seçeneğiniz triptofan içeren sağlıklı gıdalarla beslenirken bakış açınızı değiştirmek olsun. 6. Yeterince uyuyun - Günde 7-8 saat, saat 22:00'de veya en geç gece yarısında yatın. Bu noktada da uyku düzeninizi sağlayan melatonin hormonu salgılayabilmek için triptofan yönünden zengin gıdalarla beslendiğinize emin olun. 7. Düzenli olarak egzersiz yapın – Zamanınızın olmadığını düşünüyorsanız, zamanınızı alan diğer aktivitelerinizi gözden geçirip, kendiniz için günde sadece yarım saatlik egzersize zaman açın. Örneğin telefonda geçirdiğiniz yarım saatin 15 dakikasını ve televizyon izlerken geçirdiğiniz 1 saatin 15 dakikasını alıp egzersiz zamanınıza ekleyebilirsiniz. Böylece aynı anda hem elektromanyetik radyasyona daha az maruz kalıp hem de vücudunuz ve zihniniz için gereken egzersizi kendinize hediye edebilirsiniz. 8. Öğleden sonra alkol, sigara ve kahve içmekten kaçının – Uyku düzeninizi sağlamak isterken ihtiyacınız olan son tüketim tercihi bunlar olacaktır. Öğleden sonra boyunca tamamen tüketmemek sizin için daha fazla strese neden olacaksa en azından azaltmaya odaklanın. 9. Eğlenceli aktiviteler bulunun – Farkındalığınızı azalmaksızın eğlenmenizi sağlayan aktiveyi keşfedin. Kimisi için kitap okumak, kimisi için puzzle yapmak, kimisi içi bir müzik aleti çalmak, kimisi için örgü örmek ya da oyun oynamak olabilir. Ama gününüzü programlarken “gerekli” olanlar arasında eğlenceli aktivitelerin de bulunmasına özen gösterin. Beyin Sisi Belirtileri Nelerdir? Beyin Sisi Belirtileri Prof. Dr. Derya Uludüz “Beyin sisi için kendinize 10 maddelik bir değerlendirme yapın, en az 4 tanesi sizde varsa siz beyin sisine yakalanmışsınız demektir.” diyor ve ekliyor, “Burada en önemli ipucu tablonun ani ortaya çıkmasıdır. Yani 1 ay önce bu yakınmalar yokken yakın zamanda birden başlamış olması önemli.” Ve maddeleri şöyle sıralıyor: Birdenbire unutkan olmaya başladım, çok dikkatim dağılıyor, işe başlıyorum ama bitirmekte zorlanıyorum. Kafam o kadar dağınık ki, düşüncelerimi bir türlü açığa çıkaramıyorum. Karar vermede çok zorlanıyorum Evde eşyaları kaybetmeye başladım, bir şeyleri bir yerlere koyuyorum ama bulamıyorum Her şey rüya gibi geliyor Çoklu görevleri yapmakta zorlanıyorum Uyku sorunlarım başladı, uykuya dalamıyorum gece sık uyanıyorum Güne mutsuz başlıyorum, sabahları yorgun isteksiz kalkıyorum Gün içinde öfke nöbetlerim var, moralim sürekli dalgalı Çok yorgun ve halsiz hissediyorum Bu yakınmalardan en az 4 tanesi sizde varsa beyin sisiniz var demektir. Beyin Sisine İyi Gelen Gıdalar Neler? Sağlıklı Yağlar: Beyin fonksiyonlarını, motor becerileri ve görüşü geliştirebilir. Pitho Spirulina’da doğada sadece anne sütünde ve üstün hasat kalitesindeki Pitho Spirulina’da bulunan tüm esansiyel aminoasitler, omega 3-6-9 yağ asitleri ve GLA (Gama Linolenik Asit) dengeli bir şekilde yer alır. Antioksidanlar: Maruz kalmak zorunda olduğumuz toksinlerden arınmak ve bağışıklık tepkimizi güçlendirmek için antioksidanlar gereklidir. Pitho Spirulina güçlü bir antioksidan kaynağı olan c-phycocyanin içerir. İçerdiği ½14 c-phycocyanin üzerine yapılan araştırmalarla antioksidan ve antiinflamatuar etkileri kanıtlanmıştır. Bunun yanı sıra Pitho Spirulina doğadaki en zengin beta-karoten (provitamin a) kaynağıdır. En yüksek oranda klorofile sahip yeşil sebzelerden 22 kat fazla klorofil içerir. B Kompleks Vitaminleri: Kolin kimyasal olarak B grubu vitaminlerle ilişkilidir. Kolin, hafıza, ruh hali ve zekayı düzenlemede önemli bir rol oynayan bir nörotransmitter olan asetilkolini üretmek için gereklidir. Esansiyel Aminoasitler: Esansiyel yani temel aminoasitler, vücut tarafından doğal metabolik süreçler dahilinde üretilemeyen dolayısıyla beslenme yoluyla vücudumuza alabildiğimiz aminoasitlerdir. Proteinlerin temel yapıtaşı olan aminoasitler vücut fonksiyonlarının devamlılığında hayati bir rol oynarlar ve genetik işlevleri yerine getirirler. Amino asitler dengeli bir ruh halinin yaratılmasında etkilidir ve aynı zamanda uyku kalitesini de iyileştirir. Doğa ile uyumun getidiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 5 6 7 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş̧ tıbbi tavsiye yerine geçmez.

bottom of page